Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇÖVEN : Turkish Turkish

çevgen

ÇÖZ : Turkish Turkish

umbar, bağırsak

ÇÖZ : Turkish Turkish

umbarın yağı

ÇÖZDÜRMEK : Turkish Turkish

çözmek eylemini yaptırmak

ÇÖZELTİ : Turkish Turkish

çözülme sonucu ortaya çıkan madde

ÇÖZGÜ : Turkish Turkish

dokumacılıkta atkıların geçirildiği uzunlamasına ipler, arış

ÇÖZGÜCÜ : Turkish Turkish

dokuma tezgâhına takılacak çözgüyü, bir halatı oluşturacak iplikleri çözen işçi

ÇÖZGÜLEMEK : Turkish Turkish

dokuma ipliklerini açmak, ayırmak

ÇÖZGÜLEMEK : Turkish Turkish

çözgü ipliklerini tezgâha yerleştirmek

ÇÖZGÜN : Turkish Turkish

çözülmüş, dağılmış

ÇÖZGÜN : Turkish Turkish

(kar, buz için) erimeye başlamış, yumuşamış

ÇÖZGÜNLÜK : Turkish Turkish

çözgün olma durumu

ÇÖZME : Turkish Turkish

çözmek eylemi

ÇÖZME : Turkish Turkish

el tezgâhlarında dokunan, genellikle yatak, yorgan çarşafı yapmakta kullanılan ince bez

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

düğümlü, bağlı ya da sarılı bir şey açmak

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

düğmeyi iliğinden açmak

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

(saç için) açmak

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

(bulmaca, sorun vb. için) bilinmeyen, gizli noktasını bulup onu açıklamak

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

ir problemde aranan sonucu, belli öğeler yardımıyla ortaya çıkarmak, halletmek

ÇÖZMEK, -ER : Turkish Turkish

ir maddeyi bir çözücüde çözündürmek, onun çözeltisini yapmak

ÇÖZÜCÜ : Turkish Turkish

çözmek eylemini yapan

ÇÖZÜCÜ : Turkish Turkish

aşka bir maddeyi çözmek özelliği olan

ÇÖZÜK : Turkish Turkish

çözülmüş olan

ÇÖZÜLME : Turkish Turkish

çözülmek eylemi

ÇÖZÜLME : Turkish Turkish

savaşta, gerideki savunma hattına çekilmek isteyen birliğin düşmandan sıyrılması