Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CUK : Turkish Turkish

aşık oyununda aşığın dik durması

ÇÜK : Turkish Turkish

erkeklik organı

CUKKA : Turkish Turkish

haksız edinilerek cebe atılan şey

ÇÜKÜNDÜR : Turkish Turkish

pancar

ÇUKUR : Turkish Turkish

çevresine göre aşağı çökmüş olan (yer)

ÇUKUR : Turkish Turkish

çene ve yanaktaki gamze

ÇUKUR : Turkish Turkish

sin, °mezar

ÇÜKÜR : Turkish Turkish

ir yüzü balta, bir yüzü kazma olan araç

ÇUKUR AÇMAK : Turkish Turkish

toprağı kazarak çukur yapmak

ÇUKURBASKI : Turkish Turkish

oyularak baskı kalıpları elde etme yöntemi

ÇUKURBASKI : Turkish Turkish

u kalıpları kullanan baskı yöntemi, °tifdruk

ÇUKURBASKICI : Turkish Turkish

çukurbaskı yapan kimse

ÇUKURLANMAK, ÇUKURLAŞMAK : Turkish Turkish

çukur durumuna girmek ya da çukurlu olmak

ÇUKURLATMAK : Turkish Turkish

çukur durumuna getirmek ya da çukurlu yapmak

ÇUKURLU : Turkish Turkish

çukuru olan

ÇUKURLUK : Turkish Turkish

çukur olma durumu

ÇUKURLUK : Turkish Turkish

çukur yer

ÇUL : Turkish Turkish

genellikle kıldan yapılmış kaba dokuma

ÇUL : Turkish Turkish

kıldan ya da yünden yapılmış hayvan örtüsü

ÇUL : Turkish Turkish

giyim, giysi

ÇUL ÇAPUT : Turkish Turkish

dokunmuş eski eşya ya da eski giysi

ÇUL ÇAPUT : Turkish Turkish

her türlü dokunmuş kumaş

ÇUL TUTMAZ : Turkish Turkish

ütün kazandığını harcayan

ÇULHA : Turkish Turkish

el tezgâhında bez dokuyan kimse

ÇULHAKUŞU, -NU : Turkish Turkish

ir iskete türü (parus pendulinus)