Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
CUMBALAMAK : Turkish Turkish

ir parçanın dar kenarındaki testere izi ya da benzeri girinti ve çıkıntıları düzeltmek

CUMBALI : Turkish Turkish

cumbası olan (yapı)

CUMBULDAMAK, CUMBURDAMAK : Turkish Turkish

ir kabın içinde çalkalanıp ses çıkarmak

CÜMBÜR CEMAAT, -TI : Turkish Turkish

toplu olarak, hepsi birden

CUMBURLOP : Turkish Turkish

ağır bir cismin suya düştüğü zaman çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır

CUMBURTU : Turkish Turkish

suya düşen ağır bir cismin ya da çalkalanan suyun çıkardığı ses

CÜMBÜŞ : Turkish Turkish

eğlenti

CÜMBÜŞ : Turkish Turkish

maden gövdeli, tambura benzer bir saz

CÜMBÜŞ YAPMAK : Turkish Turkish

toplu halde eğlenmek

CÜMBÜŞÇÜ : Turkish Turkish

cümbüş çalan (kimse)

CÜMBÜŞLÜ : Turkish Turkish

eğlentili, hareketli

CUMHUR : Turkish Turkish

halk

CUMHUR : Turkish Turkish

topluluk

CUMHURA MUHALEFET KUVVEİ HATADANDIR : Turkish Turkish

halkın tuttuğu bir davaya karşı çıkılmaz

CUMHURBAŞKANI, -NI : Turkish Turkish

cumhuriyetle yönetilen ülkelerde devlet başkanı

CUMHURBAŞKANLIĞI : Turkish Turkish

cumhurbaşkanı olma durumu

CUMHURBAŞKANLIĞI : Turkish Turkish

cumhurbaşkanının orunu

CUMHURİYET SENATOSU : Turkish Turkish

(türkiye parlamentosunda) 1961 anayasası'yla benimsediği sistemde senatörler kurulu, senato

CUMHURİYET, -Tİ : Turkish Turkish

ulusun, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı devlet biçimi

CUMHURİYETÇİ : Turkish Turkish

cumhuriyet yanlısı olan kimse

CUMHURİYETÇİLİK : Turkish Turkish

cumhuriyet yanlısı olma durumu

CÜMLE : Turkish Turkish

dizge, sistem

CÜMLE : Turkish Turkish

tümce

CÜMLE : Turkish Turkish

(.'.) bütün, hep

CÜMLE KAPISI : Turkish Turkish

yapılarda ana kapı