Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DAĞITILMAK : Turkish Turkish

dağıtmak eylemine konu olmak

DAĞITIM : Turkish Turkish

dağıtmak işi

DAĞITIM : Turkish Turkish

ir merkezden çeşitli yerlere göndermek eylemi

DAĞITIMCI : Turkish Turkish

dağıtım işiyle uğraşan kimse ya da kuruluş

DAĞITIMCILIK : Turkish Turkish

dağıtımcının işi

DAĞITIMEVİ, -Nİ : Turkish Turkish

dağıtım işleriyle uğraşan kuruluş

DAĞITMAK : Turkish Turkish

toplu durumda bulunan kimse ya da şeyleri birbirinden uzaklaştırmak ya da ayırmak

DAĞITMAK : Turkish Turkish

elli bir orana göre bölüştürmek, pay etmek, tevzi etmek

DAĞITMAK : Turkish Turkish

ir şeyin ya da bir yerin düzenini bozmak

DAĞITMAK : Turkish Turkish

güçlü bir vuruşla büyük bir zarara yol açmak

DAĞITMAK : Turkish Turkish

ir topluluğun varlığına son vermek, feshetmek

DAĞITMAK : Turkish Turkish

kurulu bir düzeni bozmak

DAĞITMAK : Turkish Turkish

etkisini, gücünü azaltmak, gidermek

DAĞITMAK : Turkish Turkish

kendini koyuvermek, özdenetimini yitirmek

DAĞKEÇİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

oynuzlugiller familyasından, ufak sürüler halinde yaşayan, çok çevik bir antilop türü, elik (rupicapra tragus)

DAĞKIRLANGICI : Turkish Turkish

çobanaldatan, keçisağan

DAĞLAĞI : Turkish Turkish

dağlama aracı

DAĞLALESİ : Turkish Turkish

düğünçiçeğigillerden, mor renkli, çan biçimi tüylü çiçekleri olan otsu bir bitki, °anemon (anemone vulgaris)

DAĞLAMA : Turkish Turkish

dağlamak eylemi

DAĞLAMA RESMİ : Turkish Turkish

ağaç üzerine kızgın demirle yapılan bir tür resim, yakma resim, °pirogravür

DAĞLAMAK : Turkish Turkish

kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak

DAĞLAMAK : Turkish Turkish

akan kanı dindirmek, vücuttaki yabancı cismi çıkarmak ya da sayrılıklı bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak

DAĞLAMAK : Turkish Turkish

(çok sıcak, soğuk ya da acı bir şey) yakmak

DAĞLAMAK : Turkish Turkish

acısı yüreğine işlemek

DAĞLANMAK : Turkish Turkish

dağlamak eylemine konu olmak