Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DAĞLATMAK : Turkish Turkish

dağlamak eylemini yaptırmak

DAĞLAYICI : Turkish Turkish

dağlama işinde kullanılan araç, gereç vb

DAĞLI : Turkish Turkish

dağlık bölge halkından olan

DAĞLI : Turkish Turkish

kaba saba

DAĞLI : Turkish Turkish

yarası olan ya da yarası dağlanmış olan

DAĞLI : Turkish Turkish

üzüntülü

DAĞLIÇ : Turkish Turkish

kıvırcık koç ile karaman koyununun birleşmesinden doğan melez koyun

DAĞLIK : Turkish Turkish

dağlarla kaplı (bölge)

DAĞMAYDANOZU : Turkish Turkish

yaprakları maydanoza benzeyen beyaz çiçekli otsu bitki

DAĞOLUŞ : Turkish Turkish

yerkabuğunun belli yerlerinde kıvrılma, kırılma ve yükselme olayları sonucu dağların oluşunu inceleyen bilim kolu, °orojeni

DAĞOLUŞUM : Turkish Turkish

sıradağların oluşmasına neden olan jeodinamik süreçlerin tümü, °orojenez

DAĞSERÇESİ : Turkish Turkish

çoğunlukla kırlarda yaşayan, yanaklarındaki koyu benekleriyle tanınan serçe

DAĞSIÇANI : Turkish Turkish

kemiriciler takımının sincapgiller familyasından, postu beğenilen bir memeli türü (marmota marmota)

DAH ETMEK : Turkish Turkish

sürmek, yürütmek

DAH ETMEK : Turkish Turkish

atmak, koymak

DAHA : Turkish Turkish

şimdiye değin, henüz

DAHA : Turkish Turkish

olana ek olarak

DAHA : Turkish Turkish

kendisinden sonra üçüncü kişi iyelik eki alan bir sıfatla birlikte, sözü edilen konuda en önemli durumu belirtmek için kullanılır

DAHA DA : Turkish Turkish

karşılaştırma derecesini vurgular

DAHA DAHA : Turkish Turkish

a?ka neler oldu söyle?

DAHA İYİSİ CAN SAĞLIĞI : Turkish Turkish

"bu, olabileceklerin en iyisi oldu!" anlamında kullanılır

DAHA NELER! : Turkish Turkish

"öyle şey olur mu, amma yaptın ha!" anlamında kullanılır

DAHACIK : Turkish Turkish

ışte, şurada

DAHASI : Turkish Turkish

(buna) ek olarak

DAHASI VAR : Turkish Turkish

ir konuda bilinmesi gereken başka şeyler de olduğunu anlatmak için kullanılır