Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DALAKOTU, -NU : Turkish Turkish

allıbabagillerden, akdeniz çevresinde kuru yerlerde yetiştirilen, yüz kadar türü bulunan, güçlendirici, uyarıcı ve yara sağaltıcı olarak kullanılan otsu ya da odunsu bitki, duvarsedefi (teucrium)

DALALET, -Tİ : Turkish Turkish

sapınç, sapkınlık

DALALETE DÜŞMEK : Turkish Turkish

doğru yoldan ayrılmak, sapkınlık etmek

DALAMAK : Turkish Turkish

(köpek, kurt gibi ısırıcı hayvanlar için) dişlemek, ısırmak

DALAMAK : Turkish Turkish

(zehirli böcek, ısırganotu gibi yakıcı bir maddesi bulunan şeyler ya da sert kumaş için) dokunarak teni acıtmak ya da kaşındırmak

DALAN : Turkish Turkish

ir yapının giriş yeri, °lobi

DALAN : Turkish Turkish

içim, °şekil

DALAN : Turkish Turkish

ınce, narin, zarif

DALAŞ : Turkish Turkish

kavga, °arbede

DALAŞMA : Turkish Turkish

dalaş

DALAŞMAK : Turkish Turkish

(köpekler) boğuşup birbirini ısırmak

DALAŞMAK : Turkish Turkish

ağız kavgası etmek

DALAVERE : Turkish Turkish

yalan dolanla gizlice görülen kötü iş

DALAVERE ÇEVİRMEK (YA DA DÖNDÜRMEK) : Turkish Turkish

yalan dolanla gizlice kötü iş görmek

DALAVERECİ : Turkish Turkish

çıkarı için hileye başvuran (kimse)

DALAVERECİLİK : Turkish Turkish

dalavereci olma durumu

DALBASTI : Turkish Turkish

ir tür iri, aşılı kiraz

DALDAN DALA KONMAK : Turkish Turkish

sık sık iş, konu ya da düşünce değiştirmek

DALDIRILMAK : Turkish Turkish

daldırmak eylemine konu olmak

DALDIRMA : Turkish Turkish

daldırmak eylemi

DALDIRMA : Turkish Turkish

ir dalı gövdeden ayırmadan, toprağa gömerek köklenmesini sağlama yolu

DALDIRMA : Turkish Turkish

u yolla daldırılan dal

DALDIRMAK : Turkish Turkish

dalmak eylemini yaptırmak, dalmasına neden olmak

DALDIRMAK : Turkish Turkish

aşka bir şey düşünemeyerek kendini bir konuya kaptırmak

DALDIZ : Turkish Turkish

marangozların kullandığı ağaç oymaya yarayan oluklu demir aygıt