Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DALDIZ : Turkish Turkish

ağaçtan oyulmuş arı kovanı

DALDIZ : Turkish Turkish

ağaçtan oyulmuş yayık

DALGA : Turkish Turkish

deniz ya da göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgârın, depremin vb. nin etkisiyle oluşan kıvrımlı devinim

DALGA : Turkish Turkish

(sıcak, soğuk, moda için) belli bir süre etkili olan dönem

DALGA : Turkish Turkish

titreşimin bir ortam içinde yayılma devinimi

DALGA : Turkish Turkish

ir yüzeydeki kıvrım

DALGA : Turkish Turkish

saçların kıvrım genişliği

DALGA : Turkish Turkish

gizli iş, dalavere

DALGA : Turkish Turkish

esrar, eroin gibi uyuşturucu maddelerin verdiği keyif durumu

DALGA : Turkish Turkish

dalgınlık

DALGA : Turkish Turkish

geçici sevgili

DALGA BOYU : Turkish Turkish

yan yana iki dalga sırtı arasında kalan ve uzunluğu yerine göre birkaç metreden birkaç yüz metreye kadar ulaşabilen yatay uzaklık

DALGA BOYU : Turkish Turkish

devirli devinimlerde bir devir içindeki devinimin yayıldığı uzaklık

DALGA BOYU AYNI OLMAK ( YA DA UYUŞMAK) : Turkish Turkish

kişilerin duygu, düşünce ya da değer yargıları bakımından tam uymak, örtüşmek

DALGA DALGA : Turkish Turkish

(renk için) açıklı koyulu

DALGA DALGA : Turkish Turkish

düzgün olmayan, alçaklı yüksekli

DALGA DALGA : Turkish Turkish

(saç için) kıvrımlı

DALGA DALGA : Turkish Turkish

üzgâr nedeniyle dalgalanmış

DALGA GEÇMEK : Turkish Turkish

üzerinde durulması gereken işle ilgilenmeyerek, başka şeyler düşünmek

DALGA GEÇMEK : Turkish Turkish

eğlenmek, alay etmek

DALGA GEÇMEK : Turkish Turkish

geçici sevgi ilişkisi kurmak

DALGA GENLİĞİ : Turkish Turkish

dalganın en yüksek noktasıyla sıfır noktası arasındaki nicelik

DALGA SIRTI : Turkish Turkish

dalganın iki yanındaki çukurlar arasındaki yüksek kesimi

DALGA YÜKSEKLİĞİ : Turkish Turkish

ir dalganın sırtıyla önündeki çukurluk arasında kalan düşey uzaklık

DALGACI : Turkish Turkish

ışine gereken önem ve dikkati göstermeyen