Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DALLANMAK : Turkish Turkish

(bir iş, bir sorun) karışık, güç bir duruma girmek

DALLARI BASMAK : Turkish Turkish

ağaçta dalları eğecek kadar çok meyve olmak

DALLI : Turkish Turkish

dalları olan

DALLI : Turkish Turkish

üzerinde dalları, çiçekleri olan (kumaş)

DALLI BUDAKLI : Turkish Turkish

karışık bir duruma girmiş olan, çapraşık

DALLI GÜLLÜ : Turkish Turkish

çok renkli, canlı

DALMA : Turkish Turkish

dalmak eylemi

DALMA : Turkish Turkish

güreşçinin ayaktayken, birden eğilerek, rakibinin belden aşağı herhangi bir yerini kapması

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

suyun içine bütünüyle ve hızla girmek

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

ir yerin içine girmek

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

aşka bir şeyle uğraşamayacak ya da başka bir şeyi düşünemeyecek biçimde kendini bir şeye kaptırmak

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

(sayrı) kendini bilmez duruma gelmek, kendinden geçmek

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

uyumak

DALMAK, -AR : Turkish Turkish

güreşte dalma oyununu yapmak

DALSI : Turkish Turkish

dalı andıran, dala benzeyen

DALSI : Turkish Turkish

görevi, biçimi ve durumu yaprağa benzeyen yassı (dal)

DALTABAN : Turkish Turkish

yalınayak (kimse)

DALTABAN : Turkish Turkish

aşağılık, serseri

DALTONİZM : Turkish Turkish

enkkörlüğü

DALUYKU : Turkish Turkish

derin uyku

DALYA : Turkish Turkish

ir şey sayılırken birim olarak alınan sayıya gelince söylenen uyarma sözü

DALYA : Turkish Turkish

yıldızçiçeği (dahlia)

DALYAN : Turkish Turkish

deniz, göl ve ırmaklarda kıyılara yakın yerlerde ağ ve kazıklarla oluşturulan büyük, balık avlama yeri

DALYAN GİBİ : Turkish Turkish

oylu boslu

DALYAN KÖFTESİ : Turkish Turkish

arasına haşlanmış yumurta, havuç, bezelye konarak yapılan rulo köfte