Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DALYAN TARLASI : Turkish Turkish

dalyanın, deniz içinde kurulu bulunduğu alan

DALYANCI : Turkish Turkish

dalyan sahibi olan ya da dalyanla balık avlayan kimse

DALYARAK : Turkish Turkish

udalalığı yüzünden her zaman densizlik eden (kimse)

DALYARAK : Turkish Turkish

haddini bilmeyen

DALYASAN : Turkish Turkish

sarıkların omuz üzerine dökülen ucu

DAM : Turkish Turkish

yapıları dış etkilerden korumak amacıyla, üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm

DAM : Turkish Turkish

toprak damlı ev, küçük ev

DAM : Turkish Turkish

özellikle sıcak bölgelerde evlerin yazın gecelenen düz üst bölümü

DAM : Turkish Turkish

ahır

DAM : Turkish Turkish

tutukevi

DAM : Turkish Turkish

dansta kavalyenin eşi

DAM : Turkish Turkish

ıskambil kâğıtlarında kız

DAM AKTARMA : Turkish Turkish

damın kiremitlerini elden geçirip kırıklarını değiştirme

DAM ALTI : Turkish Turkish

arınılacak, sığınılacak yer

DAM ÜSTÜNDE SAKSAĞAN, VUR BELİNE KAZMAYI (KAZMAYNAN) : Turkish Turkish

yersiz ve saçma sözler karşısında hafifseme yollu söylenir

DAMA : Turkish Turkish

karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun

DAMA ÇIKMAK : Turkish Turkish

cinsel isteği artmak, kösnümek

DAMA DEMEK : Turkish Turkish

gücü kalmayarak bir işi daha ileriye götüremeyecek duruma gelmek

DAMA DEMEK : Turkish Turkish

tükenmek

DAMA TAHTASI : Turkish Turkish

üzerinde dama oynanan tahta

DAMA TAŞI GİBİ : Turkish Turkish

sık sık bir yerden başka bir yere giden ya da atanan

DAMA TAŞI GİBİ OYNATMAK : Turkish Turkish

sık sık bir yerden bir yere göndermek ya da atamak

DAMACANA : Turkish Turkish

su ya da başka sıvıları taşımaya yarayan, dar ağızlı, şişkin karınlı, genellikle hasır ya da sepet içinde korunan büyük şişe

DAMAK : Turkish Turkish

ağız boşluğunun tavanı

DAMAK ETEĞİ : Turkish Turkish

damağın kemiksiz ve yumuşak olan arka bölümü