Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DANİMARKALI : Turkish Turkish

danimarka halkından ya da bu halkın soyundan olan kimse

DANIŞ : Turkish Turkish

önemli bir konuda birkaç kişinin bir arada konuşması, °müşavere

DANIŞIK : Turkish Turkish

olmayan bir durumu varmış gibi göstermek ya da olduğundan başka anlatmak için önceden yapılan anlaşma, °muvazaa

DANIŞIKLI : Turkish Turkish

gerçekte olmadığı halde bir anlaşma sonunda öyle gösterilen, muvazaalı

DANIŞIKLI DÖVÜŞ : Turkish Turkish

aşkalarını aldatmak ya da atlatmak için önceden yapılmış gizli anlaşmaya dayanan davranış, °şike

DANIŞIKLIK : Turkish Turkish

danışıklı olma durumu, °muvazaa

DANIŞILMAK : Turkish Turkish

danışmak eylemi yapılmak

DANİSKA : Turkish Turkish

en iyi

DANIŞMA : Turkish Turkish

danışmak eylemi, °müşavere, °istişare, °müzakere, °meşveret

DANIŞMA : Turkish Turkish

danışılan yer, °müracaat, °enformasyon

DANIŞMA BÜROSU : Turkish Turkish

kimi kuruluşların işleriyle ilgili olarak sorulacak soruları yanıtlamak için açılmış büro

DANIŞMA KURULU : Turkish Turkish

danışmanların oluşturduğu kurul, istişare heyeti

DANIŞMAK : Turkish Turkish

ir iş için bilgi ya da yol sormak, istişare etmek, müracaat etmek, meşveret etmek

DANIŞMAN : Turkish Turkish

ilgi ve düşüncesi alınmak için kendisine danışılan görevli kimse, °müşavir

DANIŞMANLIK : Turkish Turkish

danışmanın yaptığı görev, °müşavirlik

DANIŞTAY : Turkish Turkish

yönetim davalarına bakmak, bakanlar kurulunca gönderilen yasa ve tüzük tasarı- larıyla imtiyaz sözleşmeleri üzerine düşüncelerini bildirmek gibi görevleri olan, üyeleri anayasa mahkemesi'nce seçilen bağımsız anayasa kuruluşu, °devlet şûrası

DANK : Turkish Turkish

çoktan beri anlayamadığı bir şeyi, bir olayın ortaya çıkmasıyla birdenbire kavrayıvermek anlamına gelen "kafasına dank demek" ya da "kafasına dank etmek" deyimlerinde geçer

DANS : Turkish Turkish

müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut devinimleri, °raks

DANS ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

müzik temposuna uyarak, estetik değer taşıyan vücut devinimleri yapmak

DANSÇI : Turkish Turkish

dans eden, dans etmeyi seven ya da dansı meslek edinen kişi

DANSÇILIK : Turkish Turkish

dansçı olma durumu

DANSİMETRE : Turkish Turkish

yoğunlukölçer

DANSİNG : Turkish Turkish

dans etmek için gidilen, halka açık yer

DANSÖR : Turkish Turkish

dans etmeyi meslek edinen erkek

DANSÖZ : Turkish Turkish

dans etmeyi meslek edinen kadın