Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DANTEL : Turkish Turkish

her türlü iplikle örülen ya da bir kumaşın kenarına işlenen türlü biçimde ince ve ağ görünümünde örgü, tentene

DANTELAĞACI, -NI : Turkish Turkish

dulaptalotugillerden, antillerde yetişen, sünger gibi kullanılan, kabuk lifleri dantele benzeyen bir ağaç (lagetta)

DAPDARACIK : Turkish Turkish

çok dar

DAR : Turkish Turkish

ıçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, "geniş ve bol" karşıtı

DAR : Turkish Turkish

genişliği az ya da yetersiz olan, ensiz

DAR : Turkish Turkish

(yaratıcı yetiler için) yetersiz

DAR : Turkish Turkish

az, elverişsiz; sınırlı

DAR : Turkish Turkish

yeterli paranın olmamasından doğan sıkıntı

DAR : Turkish Turkish

güçlükle, ucu ucuna, ancak

DAR : Turkish Turkish

darağacı

DARA : Turkish Turkish

kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı

DARA : Turkish Turkish

u kabın ağırlığına karşılık olarak terazinin öbür kefesine konulan ağırlık

DARA : Turkish Turkish

ıçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı

DARABA : Turkish Turkish

tahta perde, tahta bölme

DARABA : Turkish Turkish

dükkân kepengi

DARABAN : Turkish Turkish

(yürek için) vurma, vuruş, atış

DARAÇ : Turkish Turkish

dar

DARAÇI : Turkish Turkish

ölçüsü 90° den küçük olan açı

DARACIK : Turkish Turkish

çok dar

DARAĞACI, -NI : Turkish Turkish

ölüm hükümlülerini asmak için kurulan sehpa

DARALAMAK : Turkish Turkish

ir teraziyi, bir ölçü aletini dengeye getirmek amacıyla darayı ayarlamak

DARALI : Turkish Turkish

darasıyla birlikte

DARALMA : Turkish Turkish

daralmak eylemi

DARALMA : Turkish Turkish

geniş ünlülerin, yanlarındaki kimi ünsüzlerin etkisiyle darlaşması

DARALMAK : Turkish Turkish

dar duruma gelmek, küçülmek; azalmak