Turkish Turkish
DARALMAK : Turkish Turkish
güçleşmek, zorlaşmak
DARALMAK : Turkish Turkish
sıkışmak, bunalmak
DARALTICI : Turkish Turkish
oruların çaplarını daraltmakta kullanılan bağlantı parçası
DARALTILMAK : Turkish Turkish
daraltmak eylemi yapılmak
DARALTMAK : Turkish Turkish
dar duruma getirmek
DARASINI ALMAK : Turkish Turkish
içine bir şey konulacak kabın ağırlığını tartmak
DARASINI DÜŞMEK : Turkish Turkish
tarttıktan sonra kabın ağırlığını hesaptan düşmek
DARASIZ : Turkish Turkish
darası alınmadan
DARAYA ATMAK (YA DA ÇIKARMAK) : Turkish Turkish
değer vermemek
DARBE : Turkish Turkish
vuruş, çarpış, °darp
DARBE : Turkish Turkish
ir ülkede zor kullanarak yönetimi devirme eylemi
DARBE : Turkish Turkish
irini kötü duruma düşüren, sarsan olay
DARBE : Turkish Turkish
hızlı ve kısa hareket
DARBE VURMAK (YA DA İNDİRMEK) : Turkish Turkish
iyi olan bir durumu kötüye dönüştürmek
DARBE YEMEK : Turkish Turkish
gücünü sarsan hatta yok eden bir durumla karşılaşmak
DARBECİ : Turkish Turkish
yönetimi devirmeye yönelik eylem düzenleyen (kimse ya da grup)
DARBECİLİK : Turkish Turkish
ir ülkede yönetimi devirme eylemi
DARBELEMEK : Turkish Turkish
vurmak, çarpmak
DARBELEMEK : Turkish Turkish
yıkıma uğratmak
DARBELEMEK : Turkish Turkish
ir işi engellemek
DARBETMEK : Turkish Turkish
vurmak, çarpmak
DARBETMEK : Turkish Turkish
(para için) damga basmak
DARBIMESEL : Turkish Turkish
atasözü
DARBOĞAZ : Turkish Turkish
kısık
DARBOĞAZ : Turkish Turkish
toplumun, çözümlenmesinde güçlüklerle karşılaştığı bunalımlı durum
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani