Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DARBOĞAZDAN GEÇMEK : Turkish Turkish

toplum, çözümlenmesi güç olan durumlarla karşılaşmak, sıkıntı içinde olmak

DARBUKA : Turkish Turkish

toprak ya da madenden yapılan, silindir biçimindeki gövdesinin ortası boğumlu, bir ucuna deri gerilmiş bir tür dümbelek

DARBUKACI : Turkish Turkish

darbuka çalan kimse

DARCA : Turkish Turkish

iraz dar, pek geniş olmayan

DARDAĞAN : Turkish Turkish

palmiye cinsinden bir ağaç (millium effusum)

DARDAĞAN : Turkish Turkish

u ağacın çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli tatlı yemişi

DARGIN : Turkish Turkish

darılmış olan, küskün

DARGINLAŞMAK : Turkish Turkish

dargın bir durum almak

DARGINLIK : Turkish Turkish

dargın olma durumu

DARI : Turkish Turkish

uğdaygillerden, tohumları gereğinde buğday yerine besin olarak kullanılan, kuraklığa dayanıklı bir bitki, akdarı (panicum)

DARI : Turkish Turkish

(kimi bölgelerde) mısır

DARIDÜNYA : Turkish Turkish

dünya, yeryüzü

DARILGAN : Turkish Turkish

çabuk alınıp darılan (kimse)

DARILGANLIK : Turkish Turkish

çabuk alınıp darılma durumu

DARILMACA : Turkish Turkish

"darılmak olmaz", "sakın darılma" anlamında kullanılan "darılmaca yok" deyiminde geçer

DARILMAK : Turkish Turkish

hoşa gitmeyen bir tutum, davranış ya da söz nedeniyle gücenip görüşmez olmak, ilgiyi kesmek, küsmek

DARILMAK : Turkish Turkish

gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek

DARILMAK : Turkish Turkish

azarlamak, paylamak

DARILTMAK : Turkish Turkish

darılmasına neden olmak

DARISI DOSTLAR BAŞINA : Turkish Turkish

ir başarı, bir mutluluk başkası için istendiğinde söylenir

DARLAŞMAK : Turkish Turkish

daralmak

DARLIK : Turkish Turkish

dar olma durumu

DARLIK : Turkish Turkish

ir şeyin kıtlığı, özellikle yiyecek kıtlığı

DARLIK : Turkish Turkish

geçim zorluğu

DARLIK : Turkish Turkish

ıç sıkıntısı