Turkish Turkish
DARMADAĞIN : Turkish Turkish
çok dağınık ve karışık, °tarumar
DARMADUMAN : Turkish Turkish
karmakarışık
DARMADUMAN ETMEK : Turkish Turkish
karmakarışık bir duruma getirmek
DARMADUMAN OLMAK : Turkish Turkish
karmakarışık bir duruma gelmek
DARP : Turkish Turkish
vurma, dövme, darbe
DARP : Turkish Turkish
çarpma
DARP : Turkish Turkish
vuru?
DARPHANE : Turkish Turkish
para basılan yer
DARÜLACEZE : Turkish Turkish
düşkünlerevi
DARÜLFÜNUN : Turkish Turkish
üniversite
DARVİNCİLİK : Turkish Turkish
darwin'e göre, insanı da içine alan canlı türlerin evriminin, yaşam savaşı ve doğal ayıklanmanın sonucu olduğunu ileri süren öğreti
DASİT, -Tİ : Turkish Turkish
kuvarslı diyorit bileşiminde olan bir sızıntı kütlesi
DASİTAN : Turkish Turkish
destan
DASTAR : Turkish Turkish
aşörtüsü
DATİF : Turkish Turkish
yönelme durumu
DAÜSSILA : Turkish Turkish
yurt özlemi, yurtsama, °nostalji
DAV : Turkish Turkish
postu, kaplan postu gibi çizgili bir tür afrika zebrası (hippotigris burchelli)
DAVA : Turkish Turkish
hukuksal korunmanın bir hükümle sağlanması için yargı organlarına başvurma
DAVA : Turkish Turkish
ıleri sürülerek savunulan düşünce, çözümlenmesi gerekli olan konu, sav, °iddia
DAVA : Turkish Turkish
sorun, problem
DAVA : Turkish Turkish
ülkü, °ideal
DAVA : Turkish Turkish
sevgili
DAVA ETMEK ( YA DA AÇMAK) : Turkish Turkish
hukuksal korunmanın bir hükümle sağlanması için yargı organlarına başvurmak
DAVACI : Turkish Turkish
dava eden kimse, °müddei
DAVALAŞMAK : Turkish Turkish
irbirine karşı dava açmak, yargı yoluna başvurmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani