Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DAVRANIŞÇILIK : Turkish Turkish

uhbilimin inceleme konusunun davranış olduğuna inanan, bilincin ruhbilimin araştırma alanına girdiğini yadsıyan görüş, °behavyorizm

DAVRANIŞSAL : Turkish Turkish

davranış bakımından

DAVRANMA! : Turkish Turkish

kımıldama!

DAVRANMAK : Turkish Turkish

ir kimseye ya da bir şeye karşı belli tavır takınmak

DAVRANMAK : Turkish Turkish

ir şeye el atmak, girişmek

DAVRANMAK : Turkish Turkish

ir işi yapmaya hazır olmak, hazırlanmak

DAVRANMAK : Turkish Turkish

acele etmek, çabuk olmak

DAVUDİ : Turkish Turkish

kalın, tok ve gür (ses)

DAVUL : Turkish Turkish

üyük ve enlice bir kasnağın iki yanına deri geçirilerek yapılan, tokmak ve değnekle çalınan çalgı

DAVUL (BİRİNİN) BOYNUNDA, TOKMAK (BİR BAŞKASININ) ELİNDE : Turkish Turkish

olduğu halde, sözü geçen bir başkasıdır

DAVUL ÇALMAK : Turkish Turkish

ir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak

DAVUL DÖVMEK : Turkish Turkish

davul çalmak

DAVUL GİBİ : Turkish Turkish

şiş ve gergin

DAVULCU : Turkish Turkish

davul çalan kimse

DAVULCULUK : Turkish Turkish

davulcunun işi

DAVULU BİZ ÇALDIK PARSAYI BAŞKASI TOPLADI : Turkish Turkish

iz çalıştık, uğraştık, başkası yararlandı

DAVULUN SESİ UZAKTAN HOŞ GELİR : Turkish Turkish

işin içinde olmayanlar o işi kolay ya da kârlı sanırlar

DAVYA : Turkish Turkish

dişçi kerpeteni

DAYAK : Turkish Turkish

(bir insanı ya da bir hayvanı) dövme, patak, kötek

DAYAK : Turkish Turkish

ir şeyin yıkılmaması için dayatılan ağaç, destek, °payanda

DAYAK : Turkish Turkish

kapıyı kapatmak için iç taraflarına konulan kol, destek

DAYAK ARSIZI : Turkish Turkish

dayaktan korkmaz olmuş, dayak yemeye alışmış

DAYAK ATMAK : Turkish Turkish

dövmek

DAYAKLAMAK : Turkish Turkish

yıkılmaması için bir şeye destek koymak

DAYALI : Turkish Turkish

dayanmış olan