Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DAYALI DÖŞELİ : Turkish Turkish

döşemesi ve eşyası eksiksiz

DAYAMAK : Turkish Turkish

ir şeyi bir yere dokunur duruma getirmek ve bu durumda bırakmak ya da tutmak

DAYAMAK : Turkish Turkish

ir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak

DAYAMAK : Turkish Turkish

hızla, öfkeyle ya da korkutmak için yaklaştırmak, uzatmak

DAYAMAK : Turkish Turkish

vakit geçirmeden, bekletmeden vermek

DAYAMAK : Turkish Turkish

(kapı, pencere için) ardına kadar açmak

DAYAMAK : Turkish Turkish

(ıstenmeyen bir şeyi) vermek

DAYANAK : Turkish Turkish

dayanılacak şey, °istinatgâh, °mesnet

DAYANAK : Turkish Turkish

ir savı güçlendirmeye yarayan tanıt

DAYANAK : Turkish Turkish

güç veren, yardımcı, destek

DAYANAK : Turkish Turkish

ir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında ya da altında bulunan şey; kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel

DAYANAK NOKTASI : Turkish Turkish

yapılarda bir bölümün ağırlığını taşımaya yarayan öğe

DAYANAK NOKTASI : Turkish Turkish

dayanak

DAYANAKSIZ : Turkish Turkish

hiçbir dayanağı, kanıtı olmayan

DAYANAMAMAK : Turkish Turkish

katlanamamak, sabredememek

DAYANÇ : Turkish Turkish

sabır

DAYANÇLI : Turkish Turkish

sabırlı

DAYANÇSIZ : Turkish Turkish

sabırsız

DAYANDIRMAK : Turkish Turkish

dayanmasını sağlamak

DAYANGAÇ : Turkish Turkish

dayanacak şey

DAYANIKLI : Turkish Turkish

dayanabilen, sağlam, güçlü, zorlu, °metanetli, °metin, °mukavim, °mütehammil

DAYANIKLILAŞMAK : Turkish Turkish

dayanıklı, sağlam bir duruma gelmek

DAYANIKLILAŞTIRMAK : Turkish Turkish

dayanıklı, sağlam bir duruma getirmek

DAYANIKLILIK : Turkish Turkish

dayanıklı olma durumu, °metanet

DAYANIKSIZ : Turkish Turkish

dayanmayan, sağlam olmayan, güçsüz, ºmetanetsiz