Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEDİKODUCULUK : Turkish Turkish

dedikodu yapma işi

DEDİRMEK, DEDİRTMEK : Turkish Turkish

demek zorunda bırakmak

DEDİRMEK, DEDİRTMEK : Turkish Turkish

denilmesini sağlamak

DEDÜKSİYON : Turkish Turkish

tümdengelim

DEF, -F'İ : Turkish Turkish

savma

DEFA : Turkish Turkish

kez, kere, sefer

DEFANS : Turkish Turkish

savunma

DEFATEN : Turkish Turkish

ir defada

DEFETMEK, -DER : Turkish Turkish

kovmak

DEFETMEK, -DER : Turkish Turkish

savmak, savuşturmak

DEFİ BELA KABİLİNDEN : Turkish Turkish

ir belayı savarcasına

DEFİ HACET ETMEK : Turkish Turkish

aptes bozmak

DEFİLE : Turkish Turkish

giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptıkları gösteri

DEFİN, -FNİ : Turkish Turkish

(ölüyü) gömme

DEFİNE : Turkish Turkish

gömü

DEFİNECİ : Turkish Turkish

gömü bulmak umuduyla kazı yapan ya da yaptıran kimse, gömücü

DEFİNECİLİK : Turkish Turkish

definecinin yaptığı iş

DEFLASYON : Turkish Turkish

paraşişkinliğine karşı önlem olarak paranın piyasada azalmasıyla satın alma gücünün artması temeline dayanan iktisat politikası tekniği, paradarlığı

DEFLASYONCU : Turkish Turkish

deflasyon yanlısı

DEFLEKTÖR : Turkish Turkish

ir akımın (elektrik, hava, su vb.) doğrultusunu değiştirme işinde kullanılan aygıt, saptırıcı

DEFLEMEK : Turkish Turkish

defetmek

DEFNE : Turkish Turkish

defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç (laurus nobilis)

DEFNEDİLMEK : Turkish Turkish

(ölü) gömülmek

DEFNEGİLLER : Turkish Turkish

örnek bitkisi defne olan, ikiçeneklilerin ayrı taçyapraklılarından, yaprakları kokulu birçok türü içine alan bir bitki familyası

DEFNETMEK, -DER : Turkish Turkish

(ölüyü) gömmek, toprağa vermek