Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEFNEYAPRAĞI, -NI : Turkish Turkish

oyu on santimi geçmeyen küçük lüfer

DEFNOLUNMAK : Turkish Turkish

gömülmek

DEFO : Turkish Turkish

ir üründe özellikle kumaş ve giysilerde bulunan yapım hatası, özür, kusur

DEFOL! : Turkish Turkish

savuş git, uzaklaş, çekil

DEFOLMAK : Turkish Turkish

savuşmak, çekilip gitmek

DEFOLU : Turkish Turkish

özürlü (kumaş, giysi vb.)

DEFORMASYON : Turkish Turkish

içimbozum

DEFORME : Turkish Turkish

içimi, kalıbı bozulmuş

DEFORME OLMAK : Turkish Turkish

içimi, kalıbı bozulmak

DEFROSTER : Turkish Turkish

uzçözer

DEFTER : Turkish Turkish

genellikle hafif bir kapak içerisinde, bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları

DEFTER AÇMAK : Turkish Turkish

para yardımı ya da gönüllü toplamaya girişmek

DEFTER EMİNİ : Turkish Turkish

tapu işlerine bakan yüksek görevli

DEFTER TUTMAK : Turkish Turkish

işlem ya da hesapları düzenli olarak bir deftere geçirmek

DEFTERDAR : Turkish Turkish

ir ilin maliye işlerini yöneten yüksek görevli

DEFTERDAR : Turkish Turkish

osmanlılarda maliye işlerinin en yüksek yetkilisi ya da illerde maliye işleriyle uğraşan görevli

DEFTERDARLIK : Turkish Turkish

defterdarın orunu, görevi ya da görevin yürütüldüğü yapı

DEFTERDEN SİLMEK : Turkish Turkish

adını anmaz olmak , dost saymaz olmak

DEFTERHANE : Turkish Turkish

osmanlı ülkelerindeki tüm toprak kayıtlarını kapsayan ana defterlerin bulunduğu ve bunlara özgü işlerin görüldüğü daire

DEFTERİ DÜRÜLMEK : Turkish Turkish

ölmek, öldürülmek

DEFTERİ DÜRÜLMEK : Turkish Turkish

olumsuz bir sonuca ulaştırılmak

DEFTERİ HAKANİ : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda tapu ve kadastro genel müdürlüğü

DEFTERİ KAPAMAK : Turkish Turkish

söz konusu işi artık yapmaz olmak; bir şeyle ilgiyi kesmek

DEFTERİNİ DÜRMEK : Turkish Turkish

öldürmek

DEFTERİNİ DÜRMEK : Turkish Turkish

irinin işine son verilerek bir yerden uzaklaştırılmak