Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEĞERLİ KÂĞIT : Turkish Turkish

kapsadığı hak, senede bağlı olan, senetsiz ileri sürülebilmesine olanak olmayan kâğıt

DEĞERLİLİK : Turkish Turkish

değerli olma durumu, kıymetlilik

DEĞERSİZ : Turkish Turkish

değeri olmayan ya da değeri çok az olan, önemsiz, kıymetsiz, °naçiz

DEĞERSİZLEŞMEK : Turkish Turkish

değersiz duruma gelmek

DEĞERSİZLİK : Turkish Turkish

değersiz olma durumu

DEĞGİN : Turkish Turkish

ılişkin, üstüne, °ait, °dair, °müteallik

DEĞGİNLİK : Turkish Turkish

değgin olma durumu

DEĞİL : Turkish Turkish

tümcede yükleme ya da başka öğelere olumsuzluk anlamı veren koşaç

DEĞİL Mİ Kİ : Turkish Turkish

madem, mademki

DEĞİLLEME : Turkish Turkish

mantıksal bir yargıda yüklemin özneyle olan olumsuz ilişkisi, yüklemin olumsuz konması

DEĞİM : Turkish Turkish

ir kimsenin, kendisine iş verilmeye hak kazandıran durumu, yaraşırlık, °liyakat

DEĞİMLİ : Turkish Turkish

değimi olan, liyakatli

DEĞİMSİZ : Turkish Turkish

değimi olmayan, liyakatsiz

DEĞİN : Turkish Turkish

kadar, dek gibi bir işin, bir durumun sona erdiği zamanı ya da yeri gösterir

DEĞİNİ : Turkish Turkish

değinme

DEĞİNME : Turkish Turkish

değinmek eylemi, °temas

DEĞİNMECE : Turkish Turkish

düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz, °kinaye

DEĞİNMECE : Turkish Turkish

ir sözü ya da söz öbeğini hem gerçek hem de mecaz anlama gelebilecekbiçimde kullanma sanatı, °kinaye

DEĞİNMECELİ : Turkish Turkish

değinmecesi olan (söz), kinayeli

DEĞİNMEK : Turkish Turkish

ir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek, dokunmak, temas etmek

DEĞİRMEK : Turkish Turkish

duyurmak, bildirmek, ulaştırmak

DEĞİRMEK : Turkish Turkish

değdirmek, dokundurmak

DEĞİRMEN : Turkish Turkish

ıçinde buğday, arpa vb. tahılların öğütüldüğü yer

DEĞİRMEN : Turkish Turkish

öğüten araç ya da aygıt

DEĞİRMEN TAŞI : Turkish Turkish

değirmende, dönerek taneleri ezen tekerlek taş