Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEĞMEK, -ER : Turkish Turkish

(zevk veren şeyler için) hoşa gitmek

DEĞMEK, -ER : Turkish Turkish

herhangi bir nitelikte olmak

DEĞMEK, -ER : Turkish Turkish

eşdeğerde olmak

DEĞNEK : Turkish Turkish

elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa

DEĞNEK : Turkish Turkish

değnekle atılan dayak

DEĞNEK GİBİ : Turkish Turkish

çok zayıf ve ince

DEĞNEKÇİ : Turkish Turkish

motorlu taşıtların çalıştığı yerlerde yolcuların düzenini sağlayan kimse, °kâhya

DEĞNEKÇİ : Turkish Turkish

kent düzeniyle ilgili görevli

DEĞNEKÇİLİK : Turkish Turkish

değnekçinin yaptığı iş

DEĞNEKLEMEK : Turkish Turkish

değnekle vurmak

DEĞNEKLİ : Turkish Turkish

elinde değneği olan

DEH : Turkish Turkish

inek ya da koşum hayvanlarını yürütmek için söylenen bir söz

DEHA : Turkish Turkish

ınsan zekâsının, insan kişiliğinin erişebileceği en yüksek kerte, dâhilik

DEHA : Turkish Turkish

dâhi

DEHALET, -Tİ : Turkish Turkish

sığınma, korunma

DEHDEH : Turkish Turkish

at

DEHLEMEK : Turkish Turkish

hayvanı deh diyerek yürütmek

DEHLEMEK : Turkish Turkish

kovmak

DEHLİZ : Turkish Turkish

üstü kapalı, dar ve uzun geçit, °koridor

DEHŞET SAÇMAK : Turkish Turkish

ortalığa korku vermek

DEHŞET, -Tİ : Turkish Turkish

ir tehlike ya da korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı

DEHŞET, -Tİ : Turkish Turkish

olağanüstü

DEHŞET, -Tİ : Turkish Turkish

olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatır

DEHŞETE KAPILMAK : Turkish Turkish

çok korkmak

DEHŞETLİ : Turkish Turkish

korku ya da ürküntü veren