Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

DEHŞETLİ : Turkish Turkish

şaşırtıcı

DEHŞETLİ : Turkish Turkish

çok fazla, son derece

DEJENERE : Turkish Turkish

soysuz

DEJENERE : Turkish Turkish

yoz

DEJENERE ETMEK : Turkish Turkish

soysuzlaştırmak, yozlaştırmak

DEJENERE OLMAK : Turkish Turkish

soysuzlaşmak, yozlaşmak

DEJENERELEŞMEK : Turkish Turkish

soysuzlaşmak

DEJENERELEŞMEK : Turkish Turkish

yozlaşmak

DEK : Turkish Turkish

kadar gibi bir eylemin sona erdiği noktayı ya da zamanı anlatır

DEK : Turkish Turkish

düzen, °hile

DEK : Turkish Turkish

dilenci

DEK : Turkish Turkish

tokuşma, çatışma

DEK : Turkish Turkish

sağlam

DEK : Turkish Turkish

tek

DEKADAN : Turkish Turkish

xix. yüzyıl sonlarında fransa'da doğalcılığa karşı çıkan simgecilik akımına öncülük etmiş olan sanatçılara verilen ad

DEKADANLIK : Turkish Turkish

dekadan olma durumu

DEKAGRAM : Turkish Turkish

ir kilonun yüzde biri, (dag)

DEKALİTRE : Turkish Turkish

on litrelik oylum ölçü birimi, (dal)

DEKAMETRE : Turkish Turkish

on metre uzunluğunda bir ölçü birimi, (dam)

DEKAN : Turkish Turkish

fakültenin yönetiminden sorumlu profesör

DEKANLIK : Turkish Turkish

dekanın görevi

DEKANLIK : Turkish Turkish

dekanın orunu

DEKAR : Turkish Turkish

on ar (1000 m2) değerinde yüzey ölçü birimi

DEKARTÇI : Turkish Turkish

descartes'in öğretisiyle ilgili, °kartezyen

DEKARTÇI : Turkish Turkish

descartes felsefesini benimseyen kimse