Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEMEK : Turkish Turkish

ad vermek

DEMEK : Turkish Turkish

(bir dilde) karşılığı olmak

DEMEK : Turkish Turkish

anlamına gelmek

DEMEK : Turkish Turkish

(herhangi bir) ses çıkarmak

DEMEK : Turkish Turkish

herhangi bir yargıya varmak

DEMEK : Turkish Turkish

demek sözcüğü "düşünmek, oranlamak, ummak, istemek" ya da "erişmek" gibi anlamlara da gelebilir

DEMEK : Turkish Turkish

(eylemin olumsuz biçimi karşıt anlamlı sözcüklerle kullanıldığında) koşullar ne olursa olsun bir işi yapmak

DEMEK : Turkish Turkish

o halde, şu halde

DEMEK : Turkish Turkish

ir işe kalkışmak, yeltenmek

DEMEK : Turkish Turkish

o halde, öyleyse

DEMEK : Turkish Turkish

demek istiyorum ki, °yani

DEMEK İSTEMEK : Turkish Turkish

ir düşünceyi söylemek istemek; bir şeyi anlatmak istemek

DEMEK İSTEMEK : Turkish Turkish

ir düşünceyi söylemek istemek; bir şeyi anlatmak istemek

DEMEK Kİ ( DEMEK OLUYOR Kİ) : Turkish Turkish

şu halde, öyleyse

DEMEK OLMAK : Turkish Turkish

anlamına gelmek

DEMEM O DEME DEĞİL : Turkish Turkish

enim anlatmak istediğim o değil

DEMET DEMET : Turkish Turkish

irçok demetler durumunda bağlanmış olarak, deste deste

DEMET, -Tİ : Turkish Turkish

itki ya da çiçek bağlamı

DEMET, -Tİ : Turkish Turkish

ağlanarak oluşturulmuş deste

DEMET, -Tİ : Turkish Turkish

üstün yapılı bitkilerde özsuların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı ya da lifli kordon

DEMET, -Tİ : Turkish Turkish

uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu

DEMET, -Tİ : Turkish Turkish

ir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin, yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu

DEMETÇİ : Turkish Turkish

ir harman makinesini demetlerle besleyen işçi

DEMETLEMEK : Turkish Turkish

demet yapmak, demet durumunda ayırıp bağlamak

DEMETLENMEK : Turkish Turkish

demet yapılmak