Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
(BİR ŞEYDEN) AZADE : Turkish Turkish

ir şeyden kurtulmuş, uzak, bağımsız

(BİR ŞEYDEN) BAŞ ALAMAMAK : Turkish Turkish

o iş yüzünden vakit ve fırsat bulamamak

(BİR ŞEYDEN) DEM VURMAK : Turkish Turkish

ir şeyden söz etmek

(BİR ŞEYDEN) GÖZÜNÜ AYIRAMAMAK : Turkish Turkish

ir şeye sürekli olarak bakmaktan kendini alamamak

(BİR ŞEYDEN) HABERİ OLMAK : Turkish Turkish

ilgisi olmak, bilmek

(BİR ŞEYDEN) HAYIR GÖRMEMEK : Turkish Turkish

(o şey) kendisine yararlı olmamak

(BİR ŞEYDEN) HAYIR YOK : Turkish Turkish

(o şey, o kişi) yararlı değil

(BİR ŞEYDEN) KÂM ALMAK : Turkish Turkish

umduğunu ve istediğini elde etmek

(BİR ŞEYDEN) KAPI AÇMAK : Turkish Turkish

ir şeyin sözünü etmek ya da bir işe başlamak

(BİR ŞEYDEN) KAPI AÇMAK : Turkish Turkish

pazarlığa çok yüksek bir ederle başlamak

(BİR ŞEYDEN) MAHRUM OLMAK : Turkish Turkish

yoksun kalmak

(BİR ŞEYDEN) SÖZ AÇMAK : Turkish Turkish

ir konu üzerine konuşmaya başlamak

(BİR ŞEYDEN) SÖZ ETMEK : Turkish Turkish

o şey üzerinde konuşmak

(BİR ŞEYDEN) ZEVK ALMAK ( YA DA DUYMAK) : Turkish Turkish

hoşlanmak, beğenmek

(BİR ŞEYDEN, BİR ŞEY) ANLAMAMAK : Turkish Turkish

hoşlanmamak, ilgilenmemek

(BİR ŞEYE ŞU YA DA BU) NAZARIYLA BAKMAK : Turkish Turkish

ona öyleymiş gibi, o gözle bakmak

(BİR ŞEYE YA DA KENDİNE) SİPER ETMEK : Turkish Turkish

kendini ya da bir şeyi korumak amacıyla bir başka şeyi siper olarak kullanmak

(BİR ŞEYE) CEVAZ VERMEK : Turkish Turkish

hoş görmek, uygun bulmak

(BİR ŞEYE) DOYUM OLMAMAK : Turkish Turkish

ir şeyden bıkılmamak

(BİR ŞEYE) DÜRBÜNÜN TERSİYLE BAKMAK : Turkish Turkish

o şeyi küçümsemek, olduğundan çok daha az önemli görmek

(BİR ŞEYE) DÜŞKÜN OLMAK : Turkish Turkish

çok önem, çok değer vermek

(BİR ŞEYE) FATİHA OKUMAK : Turkish Turkish

o şeyden umudunu kesmek

(BİR ŞEYE) GÖNLÜ OLMAK : Turkish Turkish

azı olmak

(BİR ŞEYE) GÖRE : Turkish Turkish

uygun, elverişli, için

(BİR ŞEYE) GÖZÜ GİTMEK : Turkish Turkish

ir şeyi birdenbire istemeden görmek