Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DERECE : Turkish Turkish

ir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, °rütbe, °mertebe

DERECE : Turkish Turkish

ölçü aygıtlarının ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden herbiri

DERECE : Turkish Turkish

ir çözeltinin derişikliğini ölçmede kullanılan birim

DERECE : Turkish Turkish

ir çemberin 360'ta birine eşit olan açı birimi

DERECE : Turkish Turkish

sıcaklıkölçer, °termometre

DERECE : Turkish Turkish

denli, kadar

DERECE : Turkish Turkish

sporda başarı gösterme

DERECE ALMAK : Turkish Turkish

aşarı göstererek ödül kazanmak

DERECE DERECE : Turkish Turkish

yavaş yavaş, °tedricen

DERECELEMEK : Turkish Turkish

derecelere ayırmak

DERECELİ : Turkish Turkish

derecesi olan

DERECELİ : Turkish Turkish

derecelere ayrılmış, kademeli

DERECESİZ : Turkish Turkish

derecesi olmayan, çok fazla

DEREKE : Turkish Turkish

aşağı derece

DEREOTU, -NU : Turkish Turkish

maydanozgillerden, ince yapraklı, kimi yemeklere konulan güzel kokulu bir bitki (anethum)

DERGÂH : Turkish Turkish

tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve törenler yaptıkları yer, °tekke

DERGİ : Turkish Turkish

siyasa, yazın, teknik gibi sanat ve bilimle ilgili konuları inceleyen ve belirli aralıklarla çıkan süreli yayın, °mecmua

DERGİCİLİK : Turkish Turkish

dergi yayımlama işi

DERHAL : Turkish Turkish

hemen, çabucak

DERİ : Turkish Turkish

ınsan ve hayvan vücudunu kaplayan, tüy, kıl ya da pulla kaplı örtü, °cilt

DERİ : Turkish Turkish

ışlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan derisi

DERİ : Turkish Turkish

u deriden yapılmış

DERİ : Turkish Turkish

soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu ya da soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar

DERİ HASTALIKLARI : Turkish Turkish

cildiye, °dermatoloji

DERİ HASTALIKLARI UZMANI : Turkish Turkish

cildiyeci, °dermatolog