Turkish Turkish
DERTOP OLMAK : Turkish Turkish
yuvarlak bir biçim almak
DERTSİZ : Turkish Turkish
derdi olmayan
DERTSİZ : Turkish Turkish
kolayca temizlenen, leke tutmayan örtü
DERTSİZLİK : Turkish Turkish
dertsiz olma durumu
DERUHTE : Turkish Turkish
üzerine alma, üstlenme
DERUHTE ETMEK : Turkish Turkish
üstlenmek
DERUN : Turkish Turkish
ıç
DERUNİ : Turkish Turkish
ıçle ilgili, içten
DERVİŞ : Turkish Turkish
ir tarikata girmiş, onun yasa ve törelerine bağlı kimse
DERVİŞ : Turkish Turkish
alçakgönüllü ve her şeyi hoş gören kimse
DERVİŞ : Turkish Turkish
yoksulluğu, çilekeşliği benimsemiş kimse
DERVİŞÇE : Turkish Turkish
dervişe yakışır (biçimde); hoşgörülü
DERVİŞİN FİKRİ NE İSE, ZİKRİ DE ODUR : Turkish Turkish
insan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz
DERVİŞLİK : Turkish Turkish
derviş olma durumu
DERYA : Turkish Turkish
deniz
DERYA : Turkish Turkish
ilgili kimse
DERYA : Turkish Turkish
ir şeyin bol olduğu yer
DERYA GİBİ : Turkish Turkish
çok bilgili
DERYA GİBİ : Turkish Turkish
pek çok
DERYA KUZULARI : Turkish Turkish
alık
DERYADİL : Turkish Turkish
her şeyi hoş gören, çok sabırlı
DERZ : Turkish Turkish
ıki yapı gereci ya da yapının iki bölüğü arasındaki aralık
DERZ : Turkish Turkish
duvar taşlarının ya da tuğlalarının harçla doldurulup üzerinden mala çekilerek düzeltilen aralığı
DERZCİ : Turkish Turkish
özellikle derz işleri yapan duvar ustası
DERZLEMEK : Turkish Turkish
duvar taşlarının ya da tuğlaların görünür aralıklarını harçla doldurup mala çekerek düzeltmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani