Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEV AYNASI : Turkish Turkish

devaynası

DEV GİBİ : Turkish Turkish

iri ve korkunç

DEV KÖPEKBALIĞIGİLLER : Turkish Turkish

omurgalı hayvanlardan balıklar sınıfının köpekbalıkları takımının bir alt familyası

DEVA : Turkish Turkish

em, ilaç, umar, °çare

DEVALÜASYON : Turkish Turkish

değerdüşürümü

DEVALÜE : Turkish Turkish

(ulusal para için) değeri düşürülmüş

DEVALÜE ETMEK : Turkish Turkish

değerini düşürmek, değer kaybını gerçekleştirmek

DEVAM : Turkish Turkish

ir şeyin bitmemiş olan, sonradan gelen bölümü, arkası

DEVAM : Turkish Turkish

sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme

DEVAM : Turkish Turkish

ir yere belli bir erekle, gereken zamanlarda gitme

DEVAM : Turkish Turkish

ir şeyin uzantısı, ek, parça

DEVAM : Turkish Turkish

"kesme sürdür, devam et!" anlamında kullanılır

DEVAM ETMEK : Turkish Turkish

aşlanmış bir işi sürdürmek

DEVAMLI : Turkish Turkish

sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan

DEVAMLI : Turkish Turkish

ışine, görevine, programına düzgün giden

DEVAMLILIK : Turkish Turkish

devamlı olma durumu, süreklilik

DEVAMSIZ : Turkish Turkish

devam etmeyen, süreksiz

DEVAMSIZ : Turkish Turkish

ışine, görevine, programına düzgün devam etmeyen

DEVAMSIZLIK : Turkish Turkish

devam etmeme durumu, süreksizlik

DEVASA : Turkish Turkish

dev gibi, çok büyük

DEVASIZ : Turkish Turkish

ıyileştirilemeyen, ilacı bulunamayan

DEVASIZ : Turkish Turkish

umarsız, çaresiz

DEVASIZLIK : Turkish Turkish

devasız olma durumu

DEVAYNASI, -NI : Turkish Turkish

nesneleri olduğundan çok büyük gösteren ayna

DEVE : Turkish Turkish

gevişgetiren memelilerden, boynu uzun, sırtında bir ya da iki hörgücü olan, yük taşımakta kullanılan hayvan (camelus)