Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AĞDACI : Turkish Turkish

ağda kullanarak fazla tüyleri almayı meslek edinen kimse

AĞDALANMAK : Turkish Turkish

ağda durumuna gelmek, ağdalaşmaya başlamak

AĞDALAŞMAK : Turkish Turkish

ağda durumuna gelmek

AĞDALAŞMAK : Turkish Turkish

(söyleşi) tam tadına varılır durum almak, koyulaşmak

AĞDALI : Turkish Turkish

ağdalanmış

AĞDALI : Turkish Turkish

(deyiş için) bilinmeyen sözcüklerle, anlaşılması güç, dolambaçlı tümcelerden oluşan

AĞDALI : Turkish Turkish

karmaşık, kolay anlaşılmaz

AĞDALIK : Turkish Turkish

akışmazlık, °viskozite

AĞDIRMAK : Turkish Turkish

ağmasına neden olmak

AĞDIRMAK : Turkish Turkish

aşağı inmek, yük ya da terazide denge bozularak bir yanı ağır gelmek

AGEL : Turkish Turkish

arap erkeklerinin kefiyelerinin üzerine bağladıkları, yünden örme kalın, siyah çember bağ

AĞI : Turkish Turkish

organizmaya girince kimyasal etkisiyle fizyolojik görevleri bozan ve miktarına göre canlıyı öldürebilen madde, °zehir, °sem

AĞI GİBİ : Turkish Turkish

acı veren, çok etkileyen

AĞI GİBİ : Turkish Turkish

çok sert, keskin

AĞI KATMAK : Turkish Turkish

yaşamı acılaştırmak

AĞIAĞACI, -NI : Turkish Turkish

zakkum

AĞIL : Turkish Turkish

koyun ve keçi sürülerinin gecelediği çit ya da duvarla çevrili yer

AĞIL : Turkish Turkish

kimi yıldızların, özellikle ay'ın çevresinde görülen beyazlık, ayla, °hale

AĞIL : Turkish Turkish

duyarkata gelen ışığın yansımasıyla oluşan görüntüyü çevreleyen hale

AĞILAMAK : Turkish Turkish

ağı vermek, zehirlemek

AĞILAMAK : Turkish Turkish

(bir şeye) ağı katmak

AĞILAMAK : Turkish Turkish

irine zararlı düşünceler aşılamak

AĞILANMAK : Turkish Turkish

ilmeyerek ağılı bir şey yemek, zehirlenmek

AĞILANMAK : Turkish Turkish

ıçine ağı konmak

AĞILANMAK : Turkish Turkish

kendisine zararlı düşünceler aşılanmak