Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEVRİYE : Turkish Turkish

güvenliği sağlamak amacıyla dolaşan polis, jandarma ya da asker topluluğu, karakol

DEVRİYE : Turkish Turkish

osmanlılarda ilmiye sınıfından olan kimselere verilen aşama

DEVRİYE GEZMEK : Turkish Turkish

karakol gezmek

DEVŞİRİLMEK : Turkish Turkish

devşirmek eylemi yapılmak

DEVŞİRİM : Turkish Turkish

devşirmek eylemi

DEVŞİRİMLİ : Turkish Turkish

düzenli olarak derlenmi?

DEVŞİRİMSİZ : Turkish Turkish

düzenli olarak derlenmemi?

DEVŞİRME : Turkish Turkish

devşirmek eylemi

DEVŞİRME : Turkish Turkish

asker yetiştirilmek üzere yeniçeri ocağı'na alınacak çocukları seçip toplama eylemi

DEVŞİRME : Turkish Turkish

yeniçeri ocağı'na bu yolla alınan çocuk

DEVŞİRMEK : Turkish Turkish

ir araya getirmek, derlemek, dermek, toplamak

DEVŞİRMEK : Turkish Turkish

katlamak, düzgün duruma getirmek

DEYİ : Turkish Turkish

dil, söz, im, mimik gibi anlatım araçlarının tümü

DEYİ : Turkish Turkish

hıristiyan felsefesinde tanrı kelamını insanlara ulaştıran oğul (ısa). °logos

DEYİM : Turkish Turkish

genellikle gerçek anlamından az çok ayrı bir anlam taşıyan kalıplaşmış anlatım, °tabir

DEYİMLEŞMEK : Turkish Turkish

deyim özelliğini kazanmak

DEYİMSEL : Turkish Turkish

deyim özelliği taşıyan

DEYİP DE GEÇMEK : Turkish Turkish

önemsememek

DEYİP DE GEÇMEMEK : Turkish Turkish

önemsemek

DEYİŞ : Turkish Turkish

sözlü ya da yazılı bir metne ayırıcı nitelik kazandıran özellikler, °üslup

DEYİŞ : Turkish Turkish

halk yazınında hece ölçüsüyle söylenmiş şiirlerin genel adı, halk koşuğu

DEYİŞ : Turkish Turkish

ir kimsenin bir konuyla ilgili anlattıkları, °ifade

DEYİŞ BİLİM : Turkish Turkish

deyişi (biçemi), bireyin anlatım özelliklerini dilbilimsel ilkelerle inceleyen bilim dalı

DEYU : Turkish Turkish

diye

DEYYUS : Turkish Turkish

karısının ya da kendisine çok yakın bir kadının iffetsizliğine göz yuman hatta onu pazarlayan kimse anlamında sövgü sözü