Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİDİŞMEK : Turkish Turkish

el ya da sözle birbirini hırpalamak

DİDİŞMEK : Turkish Turkish

geçimini sağlamak amacıyla güç koşullarda çalışmak, uğraşmak

DİDON : Turkish Turkish

didona

DİDONA : Turkish Turkish

halkın ıstanbul'daki yabancılara özellikle fransızlara verdiği ad

DİDONA SAKALLI : Turkish Turkish

yalnız çenesinde sivri sakalı olan

DİFERANSİYEL : Turkish Turkish

dönemeçlerde, otomobilin iki arka tekerleğinin ayrı hızla dönmesini sağlayan bir dişli aygıt

DİFERANSİYEL : Turkish Turkish

özellikle fonksiyonların değişimleriyle ilgili matematik dalı

DİFERANSİYEL DENKLEM : Turkish Turkish

içinde bir değişkenin bilinmeyen bir fonksiyonu ve bu fonksiyonun değişkene göre çeşitli basamaklardan türevleri bulunan denklem

DİFERANSİYEL HESAP : Turkish Turkish

değişkenlerin sonsuz küçük farklarındaki artma değerlerini bulmaya yarayan hesap

DİFRAKSİYON : Turkish Turkish

kırınım

DİFTERİ : Turkish Turkish

çoğunlukla çocuklarda görülen burun, boğaz, yutak çeperine yerleşen mikropların yol açtığı bulaşıcı hastalık, kuşpalazı

DİFTERİLİ : Turkish Turkish

difteriye yakalanmış olan

DİFTONG : Turkish Turkish

ıkili ünlü

DIĞAN : Turkish Turkish

yağ tavası

DIĞDIĞI : Turkish Turkish

konuşurken "r" leri "ğ" gibi söyleyen (kimse)

DİĞER : Turkish Turkish

aşka, özge, öteki, öbür

DİĞERKÂM : Turkish Turkish

özgeci, özgecil, elcil

DİĞERKÂMLIK : Turkish Turkish

özgecilik, elcillik

DİJİTAL : Turkish Turkish

sayı temeline dayanan, sayısal

DİK AÇI : Turkish Turkish

irbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri

DİK ÂLÂSI : Turkish Turkish

genellikle hoş karşılanmayan bir durumun aşırılığını anlatır

DİK BAŞLI : Turkish Turkish

dikbaşlı

DİK BİÇME : Turkish Turkish

ekseni tabanına dikey olan biçme, dik prizma

DİK DİK : Turkish Turkish

çok sert bir biçimde, sert sert

DİK KAFALI : Turkish Turkish

dikkafalı, dikbaşlı