Multilingual Turkish Dictionary Turkish Turkish

DİKİŞ : Turkish Turkish

dikilen yer

DİKİŞ : Turkish Turkish

giysi üzerinde gözle görülen dikilmiş iplik yolu

DİKİŞ : Turkish Turkish

dikilmekte olan

DİKİŞ : Turkish Turkish

giysi biçip dikme işi, terzilik

DİKİŞ OKUMASI : Turkish Turkish

çingene kavgalarının en uzun ve en ağza alınmaz tekerlemesi

DİKİŞ PAYI : Turkish Turkish

kumaş biçerken kumaşın kenarından dikiş yerine kadar bırakılan bölüm

DİKİŞ TUTTURAMAMAK : Turkish Turkish

ir işte ya da bir yerde herhangi bir neden dolayısıyla kalamamak

DİKİŞÇİ : Turkish Turkish

dikiş diken kimse, terzi

DİKİŞİNİ ALMAK : Turkish Turkish

dikilmiş yaranın ipliklerini kesip çıkarmak

DİKİŞLİ : Turkish Turkish

dikişi olan, dikiş yapılmış

DİKİŞSİZ : Turkish Turkish

dikişi olmayan

DİKİŞSİZ : Turkish Turkish

yapıştırma

DİKİT : Turkish Turkish

mağaraların tabanında, yukarıdan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla oluşan kolonlardan her biri, °stalagmit

DİKİZ : Turkish Turkish

akma, gözetleme, erkete

DİKİZ AYNASI : Turkish Turkish

taşıtlara ya da özellikle gelişmiş ülkelerde yol dönemeçlerine, arka tarafı görebilmek için konulan ayna

DİKİZ ETMEK ( YA DA GEÇMEK) : Turkish Turkish

dikizlemek

DİKİZCİ : Turkish Turkish

dikizleyen kimse, gözcü, erketeci

DİKİZCİLİK : Turkish Turkish

dikizci olma durumu, erketecilik

DİKİZLEME : Turkish Turkish

dikizlemek eylemi

DİKİZLEMEK : Turkish Turkish

sezdirmeden bakmak, gözetlemek, dikiz etmek

DİKKAFALI : Turkish Turkish

dikbaşlı

DİKKAT : Turkish Turkish

duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık

DİKKAT : Turkish Turkish

ılgi, özen

DİKKAT : Turkish Turkish

dikkat ediniz!

DİKKAT ÇEKMEK (YA DA DİKKATİ ÇEKMEK) : Turkish Turkish

ilgi toplamak