Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİKKAT ÇEKMEK (YA DA DİKKATİ ÇEKMEK) : Turkish Turkish

(birini) bir konuda uyarmak

DİKKAT ETMEK : Turkish Turkish

duygularla, düşünceyi bir şey üzerinde toplamak, uyanık davranmak

DİKKAT ETMEK : Turkish Turkish

gözüne çarpmak ya da ilgisini çekmek

DİKKAT KESİLMEK : Turkish Turkish

ütün dikkatini bir şey üzerinde toplamak

DİKKAT TOPLAŞIMI : Turkish Turkish

dikkatin sürekli olarak bir nesne ya da konunun belirli bir yönü üzerinde toplanması, °konsantrasyon

DİKKATE ALMAK : Turkish Turkish

göz önünde bulundurmak, hesaba katmak, gereğini düşünmek

DİKKATLİ : Turkish Turkish

dikkat eden, özen gösteren (kimse)

DİKKATSİZ : Turkish Turkish

ışinde dikkatli davranmayan, dalgın, savruk, özensiz

DİKKATSİZLİK : Turkish Turkish

dikkatsiz olma durumu, dalgınlık, savrukluk, özensizlik

DİKKATSİZLİK ETMEK : Turkish Turkish

dalgınlık etmek, savrukluk etmek

DİKLEMESİNE : Turkish Turkish

dik olarak

DİKLENİŞ : Turkish Turkish

kafa tutma, efeleni?

DİKLENMEK : Turkish Turkish

irine kafa tutmak, ters davranmak

DİKLEŞMEK : Turkish Turkish

dik bir duruma gelmek

DİKLEŞMEK : Turkish Turkish

irine karşı ters bir davranışta bulunmak, karşı gelmek, kafa tutmak

DİKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

dik duruma getirmek

DİKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

sert duruma getirmek

DİKLİK : Turkish Turkish

dik olma durumu

DİKLİK : Turkish Turkish

penisin sertleşerek dikleşmesi, °ereksiyon

DİKME : Turkish Turkish

dikmek eylemi

DİKME : Turkish Turkish

dikey olan doğru ya da düzlem, °amut

DİKME : Turkish Turkish

fidan, yeni dikilmiş fidan

DİKME : Turkish Turkish

ir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk

DİKME : Turkish Turkish

ağaç, direk

DİKME : Turkish Turkish

yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna