Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİLSİZ : Turkish Turkish

ses çıkarmayan, sessiz olan (kimse)

DİLSİZLİK : Turkish Turkish

dilsiz olma durumu

DİLYETİSİ : Turkish Turkish

dil kullanarak bildirişim sağlama yetisi

DİMAĞ : Turkish Turkish

eyin

DİMAĞ : Turkish Turkish

ilinç, °zihin

DİMAĞÇE : Turkish Turkish

eyincik

DIMBIRDATMAK : Turkish Turkish

(saz, cura, tambur için) çalmak

DIMBIRTI : Turkish Turkish

sazların uyumsuz sesi

DİMDİK : Turkish Turkish

çok dik (olarak)

DİMDİK : Turkish Turkish

sağlıklı, °zinde

DİMDİK : Turkish Turkish

sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, °metin

DİMDİK : Turkish Turkish

çok dik (olarak)

DİMDİK : Turkish Turkish

sağlıklı, °zinde

DİMDİK : Turkish Turkish

sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, °metin

DİMDİK : Turkish Turkish

çok dik (olarak)

DİMDİK : Turkish Turkish

sağlıklı, °zinde

DİMDİK : Turkish Turkish

sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, °metin

DIMDIZLAK : Turkish Turkish

çırçıplak

DIMDIZLAK : Turkish Turkish

elindeki her şeyini, olanaklarını yitirmiş

DIMDIZLAK KALMAK : Turkish Turkish

elindeki her şeyi, olanaklarını yitirmek

DİMİ : Turkish Turkish

sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş

DİMİNUENDO : Turkish Turkish

(ses için) gittikçe hafifleşerek

DİMYAT : Turkish Turkish

seyrek ve yuvarlak taneli bir tür üzüm

DİN : Turkish Turkish

ınsanların anlayamadıkları, karşısında güçsüz kaldıkları doğa ve toplum olaylarını, gizemsel nitelikteki güçlerle açıklamaya yönelmeleri olgusu

DİN : Turkish Turkish

u nitelikteki tasarımların kurallar, kurumlar, törenler ve simgeler biçiminde örgütlenmesini sağlayan düzen