Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİNAZOR : Turkish Turkish

dinozor

DİNÇ : Turkish Turkish

gücü ve sağlık durumu yerinde, °zinde, °tendürüst, °tüvana

DİNCELMEK : Turkish Turkish

dinç duruma gelmek, dinçleşmek

DİNCİERKİ, -Nİ : Turkish Turkish

dinerki

DİNÇLEŞMEK : Turkish Turkish

dinç duruma gelmek

DİNÇLİK : Turkish Turkish

dinç olma durumu, zindelik, °mecal

DİNDAR : Turkish Turkish

dinsel inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), °mütedeyyin

DİNDARLIK : Turkish Turkish

dindar olma durumu

DİNDAŞ : Turkish Turkish

aynı dinden olan

DİNDAŞ OLMAK : Turkish Turkish

aynı dinden olmak

DİNDAŞLIK : Turkish Turkish

dindaş olma durumu

DİNDEN İMANDAN ÇIKMAK : Turkish Turkish

çok öfkelenmek, çok sinirlenmek

DİNDEN İMANDAN OLMAK : Turkish Turkish

dinsel inancını yitirmek

DİNDİRMEK : Turkish Turkish

dinmesini sağlamak

DİNDIŞI : Turkish Turkish

dinle ilişiği olmayan, °ladini

DİNELMEK : Turkish Turkish

ayakta durmak ya da ayağa kalkmak

DİNELMEK : Turkish Turkish

karşı koymak, kafa tutmak

DİNEN : Turkish Turkish

din bakımından

DİNERİ : Turkish Turkish

ıskambil kâğıtlarındaki işaretlerden karo

DİNERKÇİLİK : Turkish Turkish

dinin ve din kurumlarının toplum yaşamının türlü kesimlerindeki yerini güçlendirmeyi amaçlayan toplumsal, ekonomik akım, °klerikalizm

DİNERKİ, -Nİ : Turkish Turkish

siyasal erkin, tanrı'nın temsilcileri olduklarına inanılan din adamlarının elinde bulunduğu toplumsal, siyasal düzen, °teokrasi

DİNGİ : Turkish Turkish

ir çifte kürekli küçük patalya

DİNGİL : Turkish Turkish

tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mil, °aks

DİNGİLDEK : Turkish Turkish

tabanı üzerinde hareketsiz duramayıp sallanan, oynak

DİNGİLDEMEK : Turkish Turkish

sallanmak, oynamak