Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİPLOMALI : Turkish Turkish

diploması olan

DİPLOMALI : Turkish Turkish

yetkisi diplomayla belgelenmi?

DİPLOMASİ : Turkish Turkish

uluslararası ilişkileri düzenleyen antlaşmalar bütünü

DİPLOMASİ : Turkish Turkish

yabancı bir ülkede ve uluslararası toplantılarda ülkesini temsil etme eylemi ve sanatı

DİPLOMASİ : Turkish Turkish

u işte çalışan kimsenin görevi, mesleği

DİPLOMASİ : Turkish Turkish

u görevlilerin oluşturduğu topluluk

DİPLOMASİ : Turkish Turkish

güç bir görüşme sırasında gösterilen ustalık ve beceriklilik

DİPLOMASIZ : Turkish Turkish

diploması olmayan

DİPLOMASIZ : Turkish Turkish

diploması olması gereken bir meslekte, diploması olmadan çalışan

DİPLOMAT, -TI : Turkish Turkish

uluslararası konularda ülkesini temsil etmekle görevlendirilen kimse

DİPLOMAT, -TI : Turkish Turkish

ılişkilerinde kurnaz, becerikli olan

DİPLOMATİK : Turkish Turkish

dış politikayla ilgili

DİPLOMATLIK : Turkish Turkish

diplomat olma durumu

DİPLOMATLIK : Turkish Turkish

diplomasi

DİPNOT : Turkish Turkish

sayfa içinde geçen herhangi bir düşünceyle ilgili olarak sayfa altına eklenen açıklama, °haşiye

DİPSİZ : Turkish Turkish

dibi olmayan

DİPSİZ TESTİ : Turkish Turkish

eline geçen para ya da malı hesapsızca, boş yere harcayan

DİPSİZ KİLE, BOŞ AMBAR : Turkish Turkish

para, mal tutmayanın durumunu ya da bir iş için boş yere uğraşıldığını anlatır

DİPYÜZEY : Turkish Turkish

esimde en arkada kalan yüzey

DIR DIR : Turkish Turkish

sürekli, bezdirecek biçimde (söylenme)

DIR DIR DIR DIR ETMEK : Turkish Turkish

ezginlik verecek biçimde söylenip durmak

DİRAYET, -Tİ : Turkish Turkish

yetenek, beceriklilik; zekâ

DİRAYETLİ : Turkish Turkish

yetenekli, becerikli; zeki

DİRAYETSİZ : Turkish Turkish

yeteneksiz, beceriksiz

DİRAYETSİZLİK : Turkish Turkish

dirayetsiz olma durumu