Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİRHEM DİRHEM SATMAK : Turkish Turkish

kendini dirhem dirhem satmak

DİRİ : Turkish Turkish

yaşamakta olan, yaşayan, canlı, "ölü" karşıtı

DİRİ : Turkish Turkish

güçlü, °zinde

DİRİ : Turkish Turkish

solmamış, pörsümemiş

DİRİ : Turkish Turkish

gereği kadar pişmemiş

DİRİ DİRİ : Turkish Turkish

canlı olarak

DİRİCE : Turkish Turkish

iraz diri

DİRİĞ : Turkish Turkish

esirgeme

DİRİĞ ETMEK : Turkish Turkish

esirgemek

DİRİKSEL : Turkish Turkish

diriyle, canlıyla ilgili, canlılar üzerinde olan, diril

DİRİKSEL ( YA DA DİRİL) ISI : Turkish Turkish

hayvanların vücut ısısı

DİRİL : Turkish Turkish

diriksel

DİRİL : Turkish Turkish

?ilte yüzü ya da gömlek yapmaya yarar pamuklu bir kuma?

DİRİLEŞMEK : Turkish Turkish

itkin, pörsümüş ya da solmuşken yeniden diri duruma gelmek

DİRİLİK : Turkish Turkish

diri olma durumu

DİRİLİŞ : Turkish Turkish

dirilmek eylemi ya da biçimi, dirilme, canlanma

DİRİLİŞ : Turkish Turkish

yeni bir atılımla güç kazanma

DİRİLİŞ : Turkish Turkish

dinsel inanca göre ölümden sonra dirilme, °basübadelmevt

DİRİLMEK : Turkish Turkish

güçlenip canlanmak

DİRİLMEK : Turkish Turkish

(bitki için) solmuş, pörsümüş durumdayken yeniden canlılık kazanmak, diri duruma gelmek

DİRİLMEK : Turkish Turkish

(sayrı için) yeniden sağlığını kazanmak, iyileşmek

DIRILTI : Turkish Turkish

ezdirici bir biçimde söylenme, dırdır

DIRILTI : Turkish Turkish

çekişme, atışma

DIRILTI ÇIKARMAK : Turkish Turkish

çekişmeye neden olmak

DİRİLTİCİ : Turkish Turkish

canlılık verici niteliği bulunan