Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
AĞIR KAYIP : Turkish Turkish

(savaş, deprem, sel gibi doğal yıkımlarda) büyük kayıp

AĞIR OL! : Turkish Turkish

ciddi, ağırbaşlı, soğukkanlı, sabırlı ol

AĞIR OL! : Turkish Turkish

acele etme, yavaş ol!

AĞIR SANAYİ : Turkish Turkish

üretim araçları üreten sanayi

AĞIR UYKU : Turkish Turkish

uyanması kolay olmayan derin uyku

AĞIR YEMEK : Turkish Turkish

sağlığa dokunan yiyecek

AĞIRAYAK : Turkish Turkish

doğurması yakın (gebe)

AĞIRBAŞLI : Turkish Turkish

davranışları ölçülü, olgun (kimse), vakarlı, °vakur, °ciddi

AĞIRBAŞLILIK : Turkish Turkish

ağırbaşlı olma durumu, °vakar, °ciddiyet

AĞIRINA GİTMEK : Turkish Turkish

onuruna dokunmak ya da gücüne gitmek

AĞIRKÜRE : Turkish Turkish

yeryuvarlağının, yoğunluğu ve katılığı çok olan bölümü, °barisfer

AĞIRLAMA : Turkish Turkish

ağırlamak eylemi, °ikram, °izaz

AĞIRLAMA : Turkish Turkish

gelin ya da güvey karşılanırken çalınan kıvrak bir hava

AĞIRLAMA : Turkish Turkish

ir koşuğun sonuna, birine saygı göstermek için konulan dizeler

AĞIRLAMAK : Turkish Turkish

konuğa saygı göstererek onun her türlü rahatını, gereksinimini sağlamak, °ikram etmek, °izaz etmek

AĞIRLAŞMA : Turkish Turkish

ağırlaşmak eylemi

AĞIRLAŞMA : Turkish Turkish

dekreşendo (decrescendo yazılır)

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

ağır duruma gelmek

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

(hasta için) tehlikeli duruma gelmek, fenalaşmak

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

yavaşlamak

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

(gebe kadın için) doğum vakti yaklaşmak

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

ağırbaşlı duruma gelmek

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

(yiyecek) bozulmaya yüz tutmak

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

zorlaşmak

AĞIRLAŞMAK : Turkish Turkish

(organ için) görevini yapamaz duruma gelmek