Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DIŞALIMLANMAK : Turkish Turkish

dışalım yapılmak, ºithal edilmek

DIŞARI : Turkish Turkish

dış çevre, dış yer, °hariç

DIŞARI : Turkish Turkish

kişinin konutundan ayrı olan yer

DIŞARI : Turkish Turkish

aşkentten, merkezden uzak yer, taşra

DIŞARI : Turkish Turkish

yurt dışı

DIŞARI : Turkish Turkish

uzaktan bakınca

DIŞARI : Turkish Turkish

dışa, dış çevreye

DIŞARI ATMAK : Turkish Turkish

kovmak

DIŞARI ÇIKMAK : Turkish Turkish

üyük aptesini yapmak, dışkılamak

DIŞARI VURMAK : Turkish Turkish

elli etmek, açıklamak

DIŞARIDAN EVLENME : Turkish Turkish

dışevlilik

DIŞARILI : Turkish Turkish

taşralı, dışarlıklı

DIŞARISI : Turkish Turkish

kapalı, sınırlı bir yerin ötesi

DIŞARLIK : Turkish Turkish

taşra

DIŞARLIKLI : Turkish Turkish

taşralı

DIŞARLIKLI : Turkish Turkish

ir yere göre başka bir yerden olan, yabancı

DIŞASALAK : Turkish Turkish

konakçının üzerinde yaşayan ve çoğunlukla kan emen asalak

DIŞAVURUM : Turkish Turkish

uhsal olayların belli im ya da betimlemelerle yansıtılması; insan ruhunun algılanabilecek biçimde kendini dışa yansıtması, °ifade

DIŞAVURUMCU : Turkish Turkish

dışavurumculuk akımına bağlı olan sanatçı, °ekspresyonist

DIŞAVURUMCULUK : Turkish Turkish

olayların, varlıkların gerçekte olduğu gibi değil de, sanatçının iç dünyasına göre anlatılması anlayışına dayanan sanat akımı, °ekspresyonizm

DİŞBADEMİ, -Nİ : Turkish Turkish

kabuğu ince olduğu için dişle kırılabilen bir badem türü

DIŞBAŞKALAŞIM : Turkish Turkish

magmanın etkisiyle, komşu kayaçların uğradığı başkalaşma, °egzomorfizm

DIŞBESLEK : Turkish Turkish

dışbeslenen

DIŞBESLENEN : Turkish Turkish

esinini organik maddelerden sağlayan, °heterotrof

DIŞBESLENME : Turkish Turkish

esinini organik maddelerden sağlama, °heterotrofi