Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DİZGİN : Turkish Turkish

gemin uçlarına bağlanarak hayvanı yöneltmeye yarayan kayış

DİZGİN VURMAK : Turkish Turkish

dizgin takmak

DİZGİNLEMEK : Turkish Turkish

ata dizgin takmak ya da atı yürütmek için dizginini oynatmak

DİZGİNLEMEK : Turkish Turkish

irinin aşırı davranışlarını önlemek

DİZGİNLENMEK : Turkish Turkish

dizginlemek eylemi yapılmak ya da dizginlemek eylemine konu olmak

DİZGİNLERİ (ELE) VERMEK : Turkish Turkish

aşkasının yönetimini kabullenmek

DİZGİNLERİ ELE ALMAK : Turkish Turkish

yönetimi eline geçirmek

DİZGİNLERİ GEVŞETMEK : Turkish Turkish

irinin üzerindeki baskıyı azaltmak

DİZGİNLERİ KOPARMAK : Turkish Turkish

her türlü bağ ve baskıdan kurtulmak

DİZGİNLERİ SALIVERMEK : Turkish Turkish

aşıboş bırakmak

DİZGİNSİZ : Turkish Turkish

dizgini olmayan

DİZGİNSİZ : Turkish Turkish

aşırı olan, engel tanımayan, ölçüsüz

DİZGİYERİ : Turkish Turkish

dizgi işlerinin yapıldığı yer, °mürettiphane

DİZİ : Turkish Turkish

ir iplik ya da tel üzerine dizilmiş inci, boncuk gibi şeylerin oluşturduğu bütün, sıra

DİZİ : Turkish Turkish

herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, °seri

DİZİCİ : Turkish Turkish

dizgici

DİZİLEMEK : Turkish Turkish

dizi durumunda sıralamak

DİZİLENİM : Turkish Turkish

ir dizi oluşturma, dizi haline gelme

DİZİLEYİCİ : Turkish Turkish

dizilenimi yapan kimse

DİZİLİ : Turkish Turkish

dizilmiş olan, sıralanmış, °mürettep

DİZİLİŞ : Turkish Turkish

dizilmek eylemi ya da biçimi, düzen, °tertip

DİZİLMEK : Turkish Turkish

dizi durumuna getirilmek, dizmek eylemi yapılmak

DİZİLMEK : Turkish Turkish

sıraya girmek

DİZİM : Turkish Turkish

dizilmek eylemi, dizme

DİZİM : Turkish Turkish

söz zincirinde birbirini izleyen ve belli bir birim oluşturan öğeler birleşimi, °sentagma