Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÖL : Turkish Turkish

yavru

DÖL ALMAK : Turkish Turkish

cins bir hayvandan yararlanarak iyi cins yavru almak

DÖL DÖŞ : Turkish Turkish

çocuklar ve torunlar

DÖL EŞİ : Turkish Turkish

döleşi

DÖL VERMEK : Turkish Turkish

yavru vermek, üremek

DÖL VERMEK : Turkish Turkish

(bitki için) ürün vermek

DÖL YATAĞI : Turkish Turkish

dölyatağı

DÖL YOLU : Turkish Turkish

dölyolu

DOLAK : Turkish Turkish

tozluk yerine, bacaklara ayak bileğinden dize kadar dolanan ensiz ve uzun kumaş parçası

DOLAM : Turkish Turkish

dolamak eyleminin her defası

DOLAM : Turkish Turkish

ir kez dolanacak miktar

DOLAMA : Turkish Turkish

dolamak eylemi

DOLAMA : Turkish Turkish

tırnak yöresindeki yumuşak bölümlerin, kimi kez de kemiğin yangılanmasından ileri gelen ağrılı şiş

DOLAMA : Turkish Turkish

giysilerin üstüne giyilen, önü açık bir tür üstlük

DOLAMAK : Turkish Turkish

ıplik, şerit, tel gibi nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak

DOLAMAK : Turkish Turkish

sarmak, kavuşturmak

DOLAMAN : Turkish Turkish

patatese benzeyen yenebilen bir çeşit mantar

DOLAMAN : Turkish Turkish

eskiden türk erkeklerinin giydiği bir tür ceket ya da yelek

DOLAMAOTU, -NU : Turkish Turkish

dolamaotugillerden çiçekleri küçük, yeşil ya da beyaz bir bitki (paronychia serpilifo-lia)

DOLAMAOTUGİLLER : Turkish Turkish

ıkiçeneklilerden, örnek bitkisi dolamaotu olan ve içine kasıkotunu da alan karanfilgillerin alt familyası

DOLAMBAÇ : Turkish Turkish

dolanarak giden, dönerek uzanan yolun kıvrıntısı

DOLAMBAÇ : Turkish Turkish

ıçkulak

DOLAMBAÇLI : Turkish Turkish

dolambacı olan

DOLAMBAÇLI : Turkish Turkish

ıçinden zor çıkılır, çapraşık

DOLAMBAÇLILIK : Turkish Turkish

dolambaçlı olma durumu