Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DOLAR : Turkish Turkish

özellikle amerika birleşik devletleri ve kanada olmak üzerek kimi devletlerin para birimi

DOLAŞ : Turkish Turkish

sarma? dola?

DOLAŞIK : Turkish Turkish

(saç, ip vb. için) karışık

DOLAŞIKLIK : Turkish Turkish

dolaşık olma durumu

DOLAŞIKSIZ : Turkish Turkish

dolaşık olmayan

DOLAŞILMAK : Turkish Turkish

gezilmek

DOLAŞIM : Turkish Turkish

ir akışkanın sürekli devinimi

DOLAŞIM : Turkish Turkish

yüreğin kasılıp gevşemesiyle kanın damarlar içinde durmadan yer değiştirmesi, °deveran

DOLAŞIM : Turkish Turkish

ir şeyin, bir kimsenin bir yerden başka bir yere gitmesi

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

gezmek, gezinmek, gezinti yapmak

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

(bir yeri, bir şeyi) görmek, incelemek amacıyla gezmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

doğru gitmeyip yolu uzatmak ya da (yol) uzamak

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

dönüp başka bir yönden gelmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

(kan, akışkan için) akmak

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

saç, iplik gibi şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

çok kimse tarafından söylenmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

denetlemek amacıyla bir yeri gezmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

(nefes, el için) bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

genellikle doğaçtan yapılan müzikte akort amacıyla değişik perdeler üzerinde çalmak, gezinmek

DOLAŞMAK : Turkish Turkish

elirmek

DOLAŞTIRILMAK : Turkish Turkish

dolaştırmak eylemine konu olmak

DOLAŞTIRMAK : Turkish Turkish

dolaşmak eylemini yaptırmak

DOLAY : Turkish Turkish

ir yeri saran başka yerlerin tümü, çevre, °havali, °etraf

DOLAYI : Turkish Turkish

dolay, çevre

DOLAYI : Turkish Turkish

ötürü, yüzünden, nedeniyle