Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DOLAYISIYLA : Turkish Turkish

ağlı olarak, doğrudan doğruya olmayarak

DOLAYISIYLA : Turkish Turkish

nedeniyle, yüzünden,
den ötürü

DOLAYKUTUPSAL : Turkish Turkish

kutup yakınında olan

DOLAYKUTUPSAL : Turkish Turkish

herhangi bir yere göre yirmi dört saat içinde çizdiği çember ufkun üstünde kalıp kendisi hiç batmayan (yıldız)

DOLAYLAMA : Turkish Turkish

süslü, sanatlı yazınsal söz

DOLAYLARI : Turkish Turkish

dolay

DOLAYLARINDA : Turkish Turkish

(zaman için) yaklaşık olarak

DOLAYLI : Turkish Turkish

doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, aracılı, °bilvasıta

DOLAYLI ANLATMAK : Turkish Turkish

anıştırmak, ima etmek

DOLAYLI ÖZNE : Turkish Turkish

sözde özne

DOLAYLI TÜMLEÇ : Turkish Turkish

eylemin anlamını tümleyen ve yönelme, kalma, çıkma durumlarından birinde bulunan tümleç

DOLAYLI VERGİ : Turkish Turkish

yükümlüsü önceden bilinmeyen, malı satın alanı yükümlendiren, tüketiciden alınan vergi

DOLAYSIZ : Turkish Turkish

doğrudan doğruya olan, araya herhangi bir araç girmeden, aracısız, vasıtasız

DOLAYSIZ VERGİ : Turkish Turkish

yükümlüsü önceden bilinenden, doğrudan doğruya alınan vergi

DOLDURMA : Turkish Turkish

doldurmak eylemi

DOLDURMA : Turkish Turkish

yükleme

DOLDURMA : Turkish Turkish

gereksiz sözler ve benzetmelerle dolu anlatım

DOLDURMAK : Turkish Turkish

dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek

DOLDURMAK : Turkish Turkish

(ateşli silahlar için) ıçine mermi sürmek

DOLDURMAK : Turkish Turkish

ildirge, çizelge, fiş gibi basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak

DOLDURMAK : Turkish Turkish

yaşını yılını bitirmek

DOLDURMAK : Turkish Turkish

irini başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek

DOLDURMAK : Turkish Turkish

(ses, koku için) yayılıp kaplamak

DOLDURTMAK : Turkish Turkish

doldurmak eylemini yaptırmak

DOLDURULMAK : Turkish Turkish

dolu bir duruma getirilmek