Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÖLLENMEK : Turkish Turkish

döllemek eylemine konu olmak, aşılanmak

DÖLLENMESİZ : Turkish Turkish

döllenmemiş olan

DÖLLENMESİZ ÜREME : Turkish Turkish

döllenmemiş yumurtanın gelişmesiyle oluşan üreme biçimi

DÖLLENMİŞ : Turkish Turkish

döllenmeye uğramış, aşılanmış

DÖLLEYİCİ : Turkish Turkish

yapay dölleme işlemini uygulayan kimse

DOLMA : Turkish Turkish

dolmak eylemi

DOLMA : Turkish Turkish

kimi sebze ve tavuk, kuzu gibi hayvanların içine pirinç ve başka şeyler doldurularak pişirilen yemek

DOLMA : Turkish Turkish

doldurularak yapılan

DOLMA : Turkish Turkish

yalan, hile, dalavere

DOLMA KALEM : Turkish Turkish

dolmakalem

DOLMA YUTMAK : Turkish Turkish

kanıp aldanmak

DOLMABİBER : Turkish Turkish

dolma yapmaya uygun, büyük biber türü

DOLMACI : Turkish Turkish

düzenci, yalancı

DOLMAK, -AR : Turkish Turkish

dolu duruma gelmek

DOLMAK, -AR : Turkish Turkish

ir yere iyice yayılmak, kaplamak

DOLMAK, -AR : Turkish Turkish

ir yerde pek çok kimse toplanmak, kalabalık duruma gelmek

DOLMAK, -AR : Turkish Turkish

(süre, hesap) tamamlanmak

DOLMAK, -AR : Turkish Turkish

sabrı tükenip öfkesi taşacak duruma gelmek

DOLMAKALEM : Turkish Turkish

ıçine mürekkep doldurularak kullanılan yazı kalemi

DOLMALIK : Turkish Turkish

dolma yapmaya yarar

DOLMEN : Turkish Turkish

ıkisi dikili, üçüncüsü de bunların üzerine kapak gibi yatırılmış üç büyük taştan oluşturulmuş taş devri mezarı

DOLMUŞ : Turkish Turkish

oş yeri kalmamış, °meşbu

DOLMUŞ : Turkish Turkish

toplu ulaşımın yetersiz kaldığı durumlarda ortaklaşa kullanılan kentiçi ulaşım sistemi ve bu sistemde kullanılan taşıtlar

DOLMUŞ YAPMAK : Turkish Turkish

u taşıtla yolcu taşımak

DOLMUŞ YAPMAK : Turkish Turkish

irkaç kişi ortaklaşa bir taşıt tutmak