Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
SOCKET : English Turkish Medicals

Delik, oyuk, yuva

SODA : English Turkish Medicals

Soda, korbonat dö sodyum, hidroksit dö sodyum

SODEMIA : English Turkish Medicals

Kanda aşırı miktarda sodyum bulunuşu

SODIUM : English Turkish Medicals

Na sembolü ile bilinen atom no:11 ve atom ağğırlığı
991 olan kimyasal element, sodyum

SODOKU : English Turkish Medicals

Fare ısırığı hastalığı, sodoku

SODOMIST : English Turkish Medicals

Sodomi'ye düşkün kişi

SODOMITE : English Turkish Medicals

Anormal cinsi münasebet düşkünü kimse;
Luti, gulampare

SODOMY : English Turkish Medicals

Lütilik, gulamparelik, rektum yolu ile cinsel temas

SOFT SORE : English Turkish Medicals

Zührevi hastalıklarda, genital bölgede meydanag elen ilk lezyon

SOFTENER : English Turkish Medicals

Yumuşatıcı madde (Sert suyu yumuşatan kimyasal madde gibi)

SOFTENING : English Turkish Medicals

Yumuşama

SOL : English Turkish Medicals

Kolloidal bir sistem olup dispers fazdaki madde katıdır ve eritici madde katı, sıvı (hidrosol) veya gaz (aerosol) olabilir

SOLANOID : English Turkish Medicals

Yapı ve kıvam bakımından çiğ patetes'i andıran, çiğ patetes'e benzeyen

SOLANOMA : English Turkish Medicals

Yapı ve kıvam bakımından çiğ patates'e benzeyen kanser

SOLAR : English Turkish Medicals

Güneşe ait;
Güneşe benzeyen, solaris

SOLARIUM : English Turkish Medicals

Güneş banyosu, yapılan cam ile kapalı yer, solaryum

SOLARIZATION : English Turkish Medicals

Güneş ışığına maruz bırakma

SOLATION : English Turkish Medicals

Bir gel'in sıvı hale gelmesi

SOLE : English Turkish Medicals

Ayak tabanı

SOLENOID : English Turkish Medicals

Sarmal bobin, solenoit

SOLEUS : English Turkish Medicals

Nalınsı kas, soleus, musculus soleus

SOLID : English Turkish Medicals

Sulp, katı, pek;
Cisim, sulp cisim

SOLITARY : English Turkish Medicals

Yalnız, ayrı bulunan, grup halinde olmayan, soliter, solitarius

SOLUBILITY : English Turkish Medicals

Suda erime yeteneği, eriyebilme