Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
APPLICABILITY : English Turkish Redhouse

ap.pli.ca.bil.i.tyıplîkıbîl'ıti isim (to) (-e) uygulanabilme

APPLICABLE : English Turkish Redhouse

ap.pli.ca.bleıplîk'ıbıl sıfat to (-e) uygulanabilir

APPLICANT : English Turkish Redhouse

ap.pli.cantäp'lîkınt isim başvuran kimse, aday

APPLICATION : English Turkish Redhouse

ap.pli.ca.tionäplîkey'şın isim
müracaat, başvurma.
müracaat formu.
uygulama

APPLICATION FORM : English Turkish Redhouse

müracaat formu

APPLIED : English Turkish Redhouse

ap.pliedsıfat uygulamalı, tatbiki

APPLY : English Turkish Redhouse

ap.plyıplay' fiil
to/for
e başvurmak,
e müracaat etmek: Apply to the head physician's office. Baştabipliğe başvurun.
uygulamak, tatbik etmek: You can't apply that rule in this situation. Bu durumda o kuralı uygulayamazsın.
to
i içermek,
i kapsamak,
i ilgilendirmek: This doesn't apply to you. Bu seni içermiyor.
(merhem v.b.'ni) sürmek; (boya v.b.'ni) vurmak.
(bazı alet veya aygıtları) kullanmak: Apply the brakes gently. Frene yavaşça bas

APPLY A MATCH TO : English Turkish Redhouse

-i kibritle tutuşturmak

APPLY AN EMBARGO : English Turkish Redhouse

ambargo koymak

APPLY ONESELF TO : English Turkish Redhouse

kendini (bir işe) vermek; bütün dikkatini (bir işe) çevirmek

APPLY SANCTIONS : English Turkish Redhouse

politikayaptırımlarda bulunmak

APPOINT : English Turkish Redhouse

ap.pointıpoynt' fiil
(to) (-e) atamak, tayin etmek.
(tarih, gün v.b.'ni) kararlaştırmak, tayin etmek, saptamak, tespit etmek

APPOINTEE : English Turkish Redhouse

ap.poin.teeisim atanan kimse

APPOINTMENT : English Turkish Redhouse

ap.point.mentisim
atama, tayin.
atanılan görev veya makam.
randevu

APPORTION : English Turkish Redhouse

ap.por.tionıpôr'şın fiil bölüştürmek, paylaştırmak

APPORTIONMENT : English Turkish Redhouse

ap.por.tion.mentisim
bölüp dağıtma, bölüştürme.
pay

APPRAISAL : English Turkish Redhouse

ap.prais.alıprey'zıl isim değer biçme, kıymet takdir etme

APPRAISE : English Turkish Redhouse

ap.praiseıpreyz' fiil değer biçmek, kıymet takdir etmek

APPRAISER : English Turkish Redhouse

ap.praiserisim değer biçen kimse

APPRECIABLE : English Turkish Redhouse

ap.pre.cia.bleıpri'şıbıl sıfat farkedilebilecek derecede; oldukça çok

APPRECIATE : English Turkish Redhouse

ap.pre.ci.ateıpri'şiyeyt fiil
takdir etmek, beğenmek.
takdir etmek, (bir şeyin değerini, önemini, gerekliliğini) anlamak.
(bir şeyin değeri) artmak

APPRECIATION : English Turkish Redhouse

ap.pre.ci.a.tionisim
takdir, değerbilirlik, kadirşinaslık; şükran.
(bir şeyin değerini, önemini, gerekliliğini) anlama.
(bir şeyin değeri) artma

APPRECIATIVE : English Turkish Redhouse

ap.pre.cia.tivesıfat değerbilir, kadirşinas, takdirkâr; minnettar

APPRECIATORY : English Turkish Redhouse

ap.pre.cia.to.ryıpri'şıtori sıfat takdir eden

APPREHEND : English Turkish Redhouse

ap.pre.hendäprîhend' fiil
yakalamak; tutuklamak.
anlamak, kavramak