English To Turkish
ARCTIC : English Turkish Redhouse
arc.ticark'tîk, ar'tîk sıfat çok soğuk, buz gibi
ARCTIC CIRCLE : English Turkish Redhouse
Kuzey Kutbu dairesi, Arktik daire
ARCTIC OCEAN : English Turkish Redhouse
Kuzey Buz Denizi
ARDENT : English Turkish Redhouse
ar.dentar'dınt sıfat gayretli, şevkli, ateşli
ARDOR : English Turkish Redhouse
ar.dorar'dır isim gayret, şevk, ateş
ARDOUR : English Turkish Redhouse
ar.dourar'dır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız ardor
ARDUOUS : English Turkish Redhouse
ar.du.ousar'cuwıs sıfat güç, çetin
ARE : English Turkish Redhouse
arear fiil bakınız be
ARE YOU SERIOUS? : English Turkish Redhouse
Ciddi misin?
AREA : English Turkish Redhouse
ar.e.aer'iyı isim
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a number of mountainous areas in Turkey. Türkiye'de birkaç dağlık bölge var. The area around İzmir is full of ancient ruins. İzmir'in civarı eski harabelerle dolu.
yüzölçümü, alan
AREN'T : English Turkish Redhouse
aren'tarnt kısaltma are not
ARENA : English Turkish Redhouse
a.re.naıri'nı isim arena
ARGENTINA : English Turkish Redhouse
Ar.gen.ti.naarcınti'nı isim Arqantin
ARGENTINE : English Turkish Redhouse
Ar.gen.tinearcıntin', arcıntayn' isim Arqantinli. sıfat
Arqantin, Arqantin'e özgü.
Arjantinli
ARGENTINEAN : English Turkish Redhouse
Ar.gen.tin.e.anarcıntîn'iyın isim Arqantinli. sıfat
Arqantin, Arqantin'e özgü.
Arjantinli
ARGUE : English Turkish Redhouse
ar.guear'gyu fiil
tartışmak, münakaşa etmek.
kavga etmek; çekişmek; atışmak.
that
i savunmak,
i iddia etmek.
e belirti olmak,
e alamet olmak
ARGUE AGAINST : English Turkish Redhouse
aleyhinde konuşmak; aleyhinde olmak
ARGUE FOR : English Turkish Redhouse
lehinde konuşmak; lehinde olmak
ARGUE SOMEONE INTO SOMETHING : English Turkish Redhouse
tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek
ARGUE SOMEONE OUT OF SOMETHING : English Turkish Redhouse
tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
ARGUMENT : English Turkish Redhouse
ar.gu.mentar'gyımınt isim
tartışma, münakaşa.
kavga, çekişme, atışma, ağız dalaşı.
sav, iddia
ARIA : English Turkish Redhouse
a.ri.aa'riyı isim, müzik arya
ARID : English Turkish Redhouse
ar.ider'îd sıfat
kuru (iklim, hava).
kurak (toprak)
ARIDITY : English Turkish Redhouse
arid.i.tyisim
(iklim veya hava için) kuruluk.
(toprakta) kuraklık
ARIES : English Turkish Redhouse
Ar.ieseyr'iz isim, astroloji Koç burcu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani