English To Turkish
BANISH : English Turkish Redhouse
an.ishbän'îş fiil
sürgüne göndermek, sürmek.
kovmak, uzaklaştırmak
BANISHMENT : English Turkish Redhouse
an.ish.mentisim sürgün
BANISTER : English Turkish Redhouse
an.is.terbän'îstır isim tırabzan; tırabzan küpeştesi
BANK : English Turkish Redhouse
ankbängk isim banka. fiil bankaya (para) yatırmak
BANK ACCOUNT : English Turkish Redhouse
anka hesabı
BANK BILL : English Turkish Redhouse
anknot; bir banka tarafından diğer bir banka üzerine çekilen poliçe
BANK DISCOUNT : English Turkish Redhouse
anka ıskontosu, bir senedin banka tarafından kırılması
BANK NOTE : English Turkish Redhouse
anknot, kâğıt para
BANK ON : English Turkish Redhouse
-e bel bağlamak,
e güvenmek: We are banking on their support. Desteklerine bel bağladık
BANK RATE : English Turkish Redhouse
anka ıskonto haddi, faiz oranı
BANK VAULT : English Turkish Redhouse
anka kasası
BANKABLE : English Turkish Redhouse
ank.a.blebängk'ıbıl sıfat, konuşma dili kâr getiren, para getiren
BANKBOOK : English Turkish Redhouse
ank.bookbängk'bûk isim banka cüzdanı, hesap cüzdanı
BANKCARD : English Turkish Redhouse
ank.cardbängk'kard isim (bankanın çıkardığı) kredi kartı
BANKER : English Turkish Redhouse
ank.erbängk'ır isim bankacı
BANKING : English Turkish Redhouse
ank.ingisim bankacılık
BANKRUPT : English Turkish Redhouse
ank.ruptbängk'r^pt sıfat, isim iflas etmiş, batkın, müflis. fiil iflas ettirmek
BANKRUPTCY : English Turkish Redhouse
ank.rupt.cybängk'r^ptsi isim iflas, batkı
BANNER : English Turkish Redhouse
an.nerbän'ır isim
bayrak, sancak, alem.
gazetecilik manşet
BANNS : English Turkish Redhouse
annsbänz isim (gelecek bir tarihe ait) evlenme ilanı
BANQUET : English Turkish Redhouse
an.juetbäng'kwît isim ziyafet, resmi ziyafet
BANTER : English Turkish Redhouse
an.terbän'tır isim şakalaşma, takılma. fiil şakalaşmak, takılmak
BAPTISM : English Turkish Redhouse
ap.tismbäp'tîzım isim vaftiz
BAPTIZE : English Turkish Redhouse
ap.tizebäp'tayz fiil vaftiz etmek
BAR : English Turkish Redhouse
arbar isim
çubuk, sırık.
engel.
bar (içki içilen yer).
hukuk baro.
su içindeki kum seti.
müzik ölçü çizgisi. fiil (barred, barring)
sürgülemek.
engel olmak.
sokmamak, almamak. edat
den başka, hariç
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani