Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PEREGRINATE : English Turkish Redhouse

per.e.gri.nateper'ıgrîneyt fiil
yolculuk etmek, seyahat etmek.
katetmek, aşmak

PEREGRINATION : English Turkish Redhouse

per.e.gri.na.tionisim yolculuk, seyahat

PEREMPTORILY : English Turkish Redhouse

per.emp.to.ri.lyzarf kesin olarak, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde

PEREMPTORY : English Turkish Redhouse

per.emp.to.rypıremp'tıri, per'ımptôri sıfat
kesin, mutlak.
otoriter, buyurucu, diktatörce

PERENNIAL : English Turkish Redhouse

per.en.ni.alpıren'iyıl sıfat
yıllarca süren, sürekli, daimi.
çokyıllık (bitki). isim çokyıllık bitki

PERFECT : English Turkish Redhouse

per.fectpırfekt' fiil
mükemmelleştirmek.
geliştirmek.
bitirmek, tamamlamak

PERFECT TENSE : English Turkish Redhouse

dilbilgisigörülen geçmiş zaman

PERFECTION : English Turkish Redhouse

per.fec.tionpırfek'şın isim
mükemmellik, kusursuzluk.
bitirme, tamamlama

PERFECTLY : English Turkish Redhouse

per.fect.lyzarf
tamamen.
mükemmelen, kusursuz bir biçimde

PERFIDIOUS : English Turkish Redhouse

per.fid.i.ouspırfîd'iyıs sıfat hain; vefasız; kalleş

PERFIDIOUSLY : English Turkish Redhouse

per.fid.i.ous.lyzarf haince; vefasızca; kalleşçe

PERFIDY : English Turkish Redhouse

per.fi.dypır'fıdi isim hıyanet, hainlik; vefasızlık; kalleşlik

PERFORATE : English Turkish Redhouse

per.fo.ratepır'fıreyt fiil
delmek.
bir dizi delik açmak.
içine işlemek, nüfuz etmek

PERFORATION : English Turkish Redhouse

per.fo.ra.tionisim
delme.
bir dizi delik açma.
delik.
bir dizi delikten biri.
tıbbi perforasyon

PERFORCE : English Turkish Redhouse

per.forcepırfôrs' zarf mecburen

PERFORM : English Turkish Redhouse

per.formpırfôrm' fiil
yapmak, yerine getirmek.
tiyatro oynamak, rolünü yapmak, canlandırmak.
müzik çalmak

PERFORMANCE : English Turkish Redhouse

per.form.ancepırfôr'mıns isim
yerine getirme, yapma.
tiyatro gösteri, temsil.
müzik çalma.
çalışma, işleme

PERFORMER : English Turkish Redhouse

per.form.erpırfôr'mır isim
yerine getiren kimse.
oyuncu, artist.
müzisyen

PERFUME : English Turkish Redhouse

per.fumepır'fyum isim parfüm, esans; güzel koku. fiil parfüm sürmek

PERFUNCTORILY : English Turkish Redhouse

per.func.to.ri.lyzarf
formalite gereği.
dikkatsizce, baştan savma

PERFUNCTORY : English Turkish Redhouse

per.func.to.rypırf^ngk'tıri sıfat
mekanik olarak yapılan.
dikkatsiz, baştan savma.
sıkıcı, formalite gereği yapılan

PERFUSION : English Turkish Redhouse

per.fu.sionpırfyu'qın isim, tıbbi sıvı içitimi

PERGOLA : English Turkish Redhouse

per.go.lapır'gılı isim çardak

PERHAPS : English Turkish Redhouse

per.hapspırhäps' zarf belki, muhtemelen

PERI : English Turkish Redhouse

pe.ripîr'i isim peri