English To Turkish
PERICARDIUM : English Turkish Redhouse
per.i.car.di.umperıkar'diyım isim, anatomi (pericardia) perikard
PERIGEE : English Turkish Redhouse
per.i.geeper'ıci isim, gökbilim yerberi
PERIGON : English Turkish Redhouse
per.i.gonper'ıgan isim, geometri tam açı
PERIL : English Turkish Redhouse
per.ilper'ıl isim tehlike; tehlikeye uğrama. fiil (periled/perilled, periling/perilling) tehlikeye atmak
PERILOUS : English Turkish Redhouse
per.il.ousper'ılıs sıfat çok tehlikeli
PERIMETER : English Turkish Redhouse
pe.rim.e.terpırîm'ıtır isim çevre
PERIOD : English Turkish Redhouse
pe.ri.odpîr'iyıd isim
devir: the Ottoman period Osmanlı devri.
dönem, devre: a period of political unrest siyasi kargaşaların olduğu bir dönem.
süre, müddet: for a brief period kısa bir süre için.
jeoloji devir, çağ.
âdet, aybaşı.
dilbilgisi nokta
PERIODIC : English Turkish Redhouse
pe.ri.od.icpîriyad'îk sıfat süreli, periyodik
PERIODIC TABLE : English Turkish Redhouse
kimyaöğeler çizelgesi, periyodik cetvel
PERIODICAL : English Turkish Redhouse
pe.ri.od.i.calpîriyad'îkıl isim süreli yayın. sıfat süreli, periyodik
PERIODICALLY : English Turkish Redhouse
pe.ri.od.i.cal.lyzarf
belirli aralıklarla.
belirli zamanlarda
PERIPHERY : English Turkish Redhouse
pe.riph.er.ypırîf'ıri isim dış sınır çizgisi, çevre
PERISCOPE : English Turkish Redhouse
per.i.scopeper'ıskop isim periskop
PERISH : English Turkish Redhouse
per.ishper'îş fiil
ölmek.
yok olmak, soyu tükenmek
PERISHABLE : English Turkish Redhouse
per.ish.a.bleper'îşıbıl sıfat
kolay bozulur, dayanıksız (yiyecekler).
ölümlü, fani. isim, çoğul çabuk veya kolay bozulabilen gıda maddeleri
PERITONEUM : English Turkish Redhouse
per.i.to.ne.umperıtıni'yım isim, anatomi (peritoneums/peritonea) karınzarı, periton
PERITONITIS : English Turkish Redhouse
per.i.to.ni.tisperıtınay'tîs isim, tıbbi karınzarı yangısı/iltihabı, peritonit
PERIWINKLE : English Turkish Redhouse
per.i.win.kleper'îwîngkıl isim cezayirmenekşesi
PERJURE : English Turkish Redhouse
per.jurepır'cır fiil yalan yere yemin ettirmek; yalancı tanıklık etmek
PERJURE ONESELF : English Turkish Redhouse
yalan yere yemin etmek
PERJURY : English Turkish Redhouse
per.ju.rypır'cıri isim yeminli yalan; yalancı tanıklık
PERK : English Turkish Redhouse
perkpırk fiil bakınız perk up
PERK UP : English Turkish Redhouse
neşelenmek, canlanmak; neşelendirmek, canlandırmak
PERKY : English Turkish Redhouse
perk.ypır'ki sıfat neşeli, canlı
PERM : English Turkish Redhouse
permpırm isim perma, permanant. fiil perma yapmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani