English To Turkish
PERMANENCE : English Turkish Redhouse
per.ma.nenceisim kalıcılık, daimilik; süreklilik, devamlılık
PERMANENCELY : English Turkish Redhouse
per.ma.nence.lyzarf kalıcı bir şekilde; sürekli olarak, devamlı olarak
PERMANENCY : English Turkish Redhouse
per.ma.nen.cyisim kalıcılık, daimilik; süreklilik, devamlılık
PERMANENT : English Turkish Redhouse
per.ma.nentpır'mınınt sıfat kalıcı, daimi; sürekli, devamlı: permanent scar kalıcı iz. permanent solution kalıcı çözüm. permanent chairman daimi başkan. permanent qob sürekli iş. She seems to have a permanent smile on her face. Sanki yüzündeki tebessüm hiç eksilmiyor
PERMANENT PRESS : English Turkish Redhouse
ütü istemez
PERMANENT WAVE : English Turkish Redhouse
perma, permanant
PERMANGANATE : English Turkish Redhouse
per.man.ga.natepırmäng'gıneyt isim, kimya permanganat
PERMEABILITY : English Turkish Redhouse
per.me.abil.i.tyisim geçirgenlik, geçirimlilik, permeabilite
PERMEABLE : English Turkish Redhouse
per.me.a.blepır'miyıbıl sıfat geçirgen, geçirimli, permeabl
PERMEATE : English Turkish Redhouse
per.me.atepır'miyeyt fiil nüfuz etmek, içine işlemek
PERMISSIBLE : English Turkish Redhouse
per.mis.si.blepırmîs'ıbıl sıfat izin verilebilir, hoş görülebilir
PERMISSION : English Turkish Redhouse
per.mis.sionpırmîş'ın isim
izin, müsaade.
ruhsat
PERMISSIVE : English Turkish Redhouse
per.mis.sivepırmîs'îv sıfat aşırı hoşgörülü, fazla müsamahakâr
PERMIT : English Turkish Redhouse
per.mitpır'mît isim izin belgesi, tezkere; izin; ruhsat; permi
PERMUTATION : English Turkish Redhouse
per.mu.ta.tionpırmyıtey'şın isim
permütasyon; değişim; değiştirim.
matematik permütasyon, devşirim
PERNICIOUS : English Turkish Redhouse
per.ni.ciouspırnîş'ıs sıfat
zararlı, tehlikeli.
öldürücü
PERNICIOUS ANEMIA : English Turkish Redhouse
tıbbikötücül kansızlık
PERNIOSIS : English Turkish Redhouse
per.ni.o.sispırniyo'sîs isim, tıbbi (pernioses) soğuk ısırması
PEROXIDE : English Turkish Redhouse
per.ox.idepırak'sayd isim, kimya peroksit
PERPENDICULAR : English Turkish Redhouse
per.pen.dic.u.larpırpındîk'yılır sıfat düşey, dikey. isim, matematik dikme
PERPETRATE : English Turkish Redhouse
per.pe.tratepır'pıtreyt fiil (suç v.b.'ni) işlemek
PERPETRATOR : English Turkish Redhouse
per.pe.tratorisim (suç) işleyen kimse
PERPETUAL : English Turkish Redhouse
per.pet.u.alpırpeç'uwıl sıfat
sürekli, devamlı, daimi, aralıksız.
ebedi, ölümsüz
PERPETUAL MOTION : English Turkish Redhouse
fiziksürgit devinim
PERPETUALLY : English Turkish Redhouse
per.pet.u.al.lyzarf sürekli olarak, daima
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani