Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PICK UP : English Turkish Redhouse

kaldırmak, toplamak.
devşirmek.
rasgele bulmak.
pratik olarak öğrenmek, (dili) kulaktan öğrenmek.
almak.
toplanmak.
konuşma dili iyileşmek.
ilerlemek, gelişmek.
hızlanmak

PICK UP SPEED : English Turkish Redhouse

hızlanmak

PICK-ME-UP : English Turkish Redhouse

pick-me-uppîk'mi.^p isim, konuşma dili kuvvet verici ve canlandırıcı içecek/yiyecek

PICKABACK : English Turkish Redhouse

pick.a.backpîk'ıbäk zarf omuzda, sırtta

PICKAX : English Turkish Redhouse

pick.axpîk'äks isim kazma

PICKET : English Turkish Redhouse

pick.etpîk'ît isim
kazık.
askeri ileri karakol.
grev gözcüsü. fiil
kazıklarla etrafını çevirmek.
nöbetçi veya karakol koymak.
grev gözcülüğü yapmak

PICKET FENCE : English Turkish Redhouse

kazık çit

PICKINGS : English Turkish Redhouse

pick.ingspîk'îngz isim, çoğul toplanılacak artıklar

PICKLE : English Turkish Redhouse

pick.lepîk'ıl isim
salatalık/hıyar turşusu; kornişon.
turşu: She bought a jar of tomato pickles. Bir kavanoz domates turşusu aldı.
dekapaq solüsyonu. fiil
den turşu yapmak.
(metal bir nesneyi) dekape etmek

PICKLED : English Turkish Redhouse

pick.ledpîk'ıld sıfat
turşu haline getirilmiş (sebze/meyve): pickled beets pancar turşusu.
konuşma dili zilzurna sarhoş, fitil gibi

PICKLING : English Turkish Redhouse

pick.lingpîk'lîng isim
den turşu yapma.
dekapaj. sıfat turşuluk

PICKLING TANK : English Turkish Redhouse

dekapaj teknesi

PICKLOCK : English Turkish Redhouse

pick.lockpîk'lak isim
hırsız.
maymuncuk

PICKPOCKET : English Turkish Redhouse

pick.pock.etpîk'pakît isim yankesici

PICKUP : English Turkish Redhouse

pick.uppîk'^p isim
otomotiv hızlanma kapasitesi, çabuk hızlanma kapasitesi: This car's got no pickup. Bu arabanın hızlanma gücü sıfır.
kamyonet, pikap.
konuşma dili bir gecelik aşk için eve alınan veya otele götürülen kimse.
(pikap kolundaki) kafa, pikap kafası.
(ticarette) canlanma.
(çöpü, postayı, yollanan malları) toplama: They only make one garbage pickup a week here. Burada çöpü ancak haftada bir kez topluyorlar

PICKUP ARM : English Turkish Redhouse

pikap kolu

PICKUP TRUCK : English Turkish Redhouse

kamyonet, pikap

PICNIC : English Turkish Redhouse

pic.nicpîk'nîk isim
piknik.
kolay veya hoşa giden iş. fiil (picnicked, picnicking) pikniğe gitmek, piknik yapmak

PICTORIAL : English Turkish Redhouse

pic.to.ri.alpîktôr'iyıl sıfat
resimle ilgili.
resimli.
resim gibi. isim resimli dergi

PICTURE : English Turkish Redhouse

pic.turepîk'çır isim
resim.
betimleme.
in tıpatıp benzeri, kopya.
çoğul sinema.
görüntü. fiil
betimlemek, resmetmek.
canlandırmak, hayal etmek

PICTURE BOOK : English Turkish Redhouse

esimli kitap

PICTURE FRAME : English Turkish Redhouse

esim çerçevesi

PICTURE GALLERY : English Turkish Redhouse

esim galerisi

PICTURE POSTCARD : English Turkish Redhouse

kartpostal

PICTURE TUBE : English Turkish Redhouse

televizyonresim tüpü, resim lambası